Yozgat Türk Ocağında konfe konferanslar devam ediyor, „Ocakbaşı Sohbetleri“ programında geleceğe projeksiyon tutuluyor.
Yozgat Türk Ocağı “Ocakbaşı Sohbetleri” programının konuğu olan Yozgat Bozok Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Mustafa Özalp, „3. Dünya Savaşı Öncesinde Ticaret Koridorları“ başlıklı konuşmasıyla katılımcıların geleceğe dair düşüncelerini tetikleyen bir konuşma yaptı.
Erbazlar Konağı’nda 19 Mart 2025 Çarşamba akşamı Türk Ocakları Yozgat Şube Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Gökalp Çınarer’in selamlama konuşmasıyla başlayan programa şehir eşrafından katılımcıların yanı sıra yoğunlukla akademisyenlerin ve öğrencilerin katıldığı gözlendi.
Dünya ticaret dengeleri, küresel politik gelişmeler ve olası ekonomik etkiler üzerine değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Mustafa Özalp, tarihi seyri içerisinde siyaset ve ekonomi alanında Türkiye’nin ilgisiz kalamayacağı konulara değindi.
Dünya ticaret koridorlarının ve güzergahlarının önemini anlatırken, Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’nın güvenliği, ABD ve İsrail’in yakınlığı, Orta Doğu’daki soykırımlar, küresel Isınma, iklim değişikliği, göç krizleri, nadir toprak elementlerinin paylaşım sorunu, ticaret savaşları, enerji, gıda, su ve siber güvenlik konularına değinen Doç. Dr. Mustafa Özalp, Kuşak Yol Projesi, Arktik Geçiş Koridoru, Kalkınma Yolu, Zegezur Koridoru, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (Gwadar Limanı), Hindistan-İran Ekonomik Koridoru (Çabahar Limanı) ve Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) üzerine alt başlıklar açarak detaylı bilgiler verdi. Yeni şekillenmelerin Türkiye’nin geleceği açısından ne gibi etkilerinin olabileceği ve muhtemel fırsatları da kritik etti.
Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan savaşta Türkiye’nin tutumunun isabetli olduğu yönünde değerlendirmelerde de bulunan Doç. Dr. Mustafa Özalp, „Avrupa’nın hatta Türkiye’nin olmadığı bir masada, Trump ve Putin’in kafa kafaya vererek Ukrayna’daki savaşı durdurabileceğine inanmıyorum“ dedi ve İsrail’in de durdurulamıyor oluşunu hatırlatarak değişen güç dengelerinin ne gibi sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu.
Katılımcıların ilgiyle izlediği ve sorulara da sevap verilen seminerin sonunda Yozgat Türk Ocağı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Gökalp Çınarer, Doç. Dr. Mustafa Özalp’e günün anısına hediye takdim edip teşekkür etti.
Doç. Dr. Mustafa Özalp kimdir?
Doç. Dr. Mustafa Özalp, 1983’te Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesine bağlı Uzakçay Köyü’nde doğdu. İlkokulu doğduğu köyde tamamladı. Orta ve lise öğrenimini Ankara’da bitirdikten sonra, 2004 yılında yükseköğrenim için Avusturya’ya gitti. 2005-2015 yılları arasında Viyana Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde lisans, Siyaset Bilimi Enstitüsü’nde yüksek lisans ve Filolojik Kültür Çalışmaları Fakültesi’nin Uluslararası Kalkınma bölümünde doktora öğrenimini tamamladı. Haziran 2016’da Yozgat Bozok Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. İktisat Bölümü’nde görev yaptıktan sonra, 2017 yılından itibaren aynı fakültenin Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyeliğine devam eden Doç. Dr. Özalp, 2016-2019 yılları arasında Yozgat Bozok Üniversitesi Akdağmadeni Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü görevini de yürüttü. Kendisi evli ve bir kız babasıdır. Doğu Akdeniz enerji politikaları, nükleer enerji, Orta Asya, Türkiye-AB ilişkileri ve göç ile ilgili konular akademik ilgi alanları arasında olup yerel, ulusal ve uluslararası niteliklerde eserler ortaya koymuştur. Ayrıca topluma hizmet niteliğinde etkinliklerde gönüllü olarak yer almakta ve bilim iletişimi bağlamında yüz yüze ve dijital mecralarda faaliyetlerde de bulunmaktadır.
Toplantıya katılanlardan Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata yaptığı değerlendirmesinde “Doç. Dr. Mustafa Özalp hocamız, ilgi çekici ve üzerinde düşünülmeye değer pek çok konuyu kısa sürede aktarmaya çalıştı. Hem bilgi edindik hem yeni düşünce yönelimleri içerisine girdik. Karmaşık etkilere ve manipülatif tartışmalara açık yönleri çok olan konuları yalın bir biçimde ve kolay anlaşılır bir dille kritik etti. Bir kez daha anlıyoruz ki, Türkiye sahip olduğu komşu ülkelerin çeşitliliği bakımından önemli potansiyeller barındırıyor ve stratejik konumu itibariyle de önemini artırıyor. Her şeyin başı güvenlik olduğu çok açıktır. Dolayısıyla yine anlıyoruz ki, Türkiye’nin güvenliği coğrafi sınırlarının ötesinde yapılacak çalışmalara bağlıdır. Türkiye sadece Anadolu coğrafyasıyla sınırlı sorumlulukları olan bir ülke de değildir. Bu buluşma bizler için oldukça ufuk açıcıydı.” dedi.