Prof. Dr. Ata Atun
Bir zamanlar Rusya’nın Avrupa Birliği içindeki Truva atı olan, AB içinde Rusya’nın çıkarlarını koşulsuz savunan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile Rusya’nın arası, 2005 yıllarından itibaren Yunanistan’ın ve GKRY’nin Batı yanlısı davranış ve açıklamaları ile küçük darbeler almaya başlamıştı.
Yıllar içinde Rusya ile Yunanistan ve GKRY arasındaki ilişkiyi yıpratmaya başlayan bu darbelerin boyutu gittikçe büyümeye başladı.
Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen’in, geçtiğimiz günlerde Rusya’nın uluslararası ilişkiler statüsündeki Helsinki Anlaşması ilkelerini ihlal ettiğini açıklaması üzerine Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova’nın, AGİT üyesi ülkelerin, örneğin “Yunanistan’ın 15 Temmuz 1974 tarihinde Kara Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’taki etnik çatışmaya müdahalesi, adayı Yunanistan’a ilhak etme girişimini Helsinki ilkelerinin ihlal edilmesine örnek göstermesi” Ortodoks Birliği içinde Rusya ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin ilişkilerinin artık eskisi gibi olmadığını, tam tersine hasmane konumunda olduğunu göstermekte.
Buradan anlaşılıyor ki, Rumlar her ne kadar manüpülasyonla, propagandayla ve lobilicikle Kıbrıs meselesinin başlangıç noktasını 1974 olarak gösteriyorlar ve tüm dünyayı buna inandırdıklarını sanıyorlarsa da gerçek tarihin üstü örtülmüyor.
Peki ne oldu da Rusya ve Güney Kıbrıs arasında ipler bu denli gerildi, anlatalım; Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2008 yılının Şubat ayında yaptığı bir basın toplantısında Atlantik İttifakını ve özellikle AB’yi, Kosova ve KKTC’ye yaklaşımlarındaki politik ikiyüzlülükle, farklı standartlar uygulamakla suçlaması yeni bir devrin başlangıç haberiydi.
2009-2012 yılları arasında Yunanistan ve GKRY’de yaşanan ekonomik kriz nedeni ile AB’nin mali konularda ipleri alması, Rus oligarkların ve iş adamlarının GKRY’de yatırım yapmalarının ve bankalarda hesap açmalarının kısıtlanmaya başlaması, Rusya ile olan siyasi ilişkileri, dini birlikteliğe rağmen zedelemeye başladı.
Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç’e karşı 2014 yılının Şubat ayında düzenlenen ve sonunda Ukrayna hükûmetinin düşmesiyle sonuçlanan başkaldırı sonrasında Rus birliklerinin Ukrayna’ya bağlı özerk Kırım Cumhuriyeti’ni gizlice işgal etmesi sonrasında, AB üyesi olan Yunanistan ve GKRY’nin AB’nin Rusya’ya uygulamak istediği yaptırımların yanında yer alması, Rusya ile olan ilişkilerini geri dönülmez bir yola soktu.
2014 yılının ortalarında Başkan Putin’in yaptığı basın açıklamasında “Kıbrıs’ta dengeli bir pozisyon almaya ve soruna Ada’nın hem kuzey hem de güney bölgelerine uygun bir çözüm getirmeye çalıştıklarını” söylemesi ve sözlerinin içinde Kıbrıs adasında Kuzey ve Güney Kıbrıs olmak üzere iki yönetim olduğuna yer vermiş olması, Yunanistan ve GKRY hükümetlerini bayağı kaygılandırdı ve telaşlandırdı.
2015 yılında GKRY’nin, Rusya’nın Güney Kıbrıs’taki mevcut deniz limanlarına ve hava üslerine erişim talebini reddetmesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha gerdi.
2023 yılında GKRY polisi tarafından Rus gazeteci Rossiyskaya Gazeta muhabiri Alexander Gasyuk’un önemli olmayan bir konu nedeni ile tutuklanması ve göz altına alınması ve Rusya’nın Lefkoşa Büyükelçiliğnde çalışan bir diplomatın Rum Güvenlik Güçlerinde yaralanması nedeni ile Rusya GKRY hükümetine ağır bir nota verdi. Devamında da Rusya, Rus gazetecinin gözaltına alınması ve Rus diplomatın yaralanması ile ilgili olan Rum hükümet yetkililerine Rusya’ya giriş yasağı getirdi.
24 Şubat 2022 tarihinde Rus ordularının Ukrayna’ya girmesiyle başlayan savaş, hem bölgesel hem de küresel dengeleri değiştirirken, Yunanistan ve GKRY’nin AB’nin Rusya’ya uygulamak istediği yaptırımları uygulamaya koyması ilişkilerin bozulmasına son noktayı koydu.
Yani ENOSİS…