Sakız Adası’nda tarih ve doğanın kesiştiği Bella Cisterna’ya turizmden altın taç…

von Aytürk
A+A-
Reset

TÜRK TURİSTLERİ AĞIRLAYAN BUTİK OTELE ALTIN ÖDÜL

Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki önemli turizm destinasyonlarından biri olan Sakız (Chios/Xios) Adası, kültürel ve doğal mirasıyla her yıl binlerce turisti kendine çekiyor. Adanın güneyinde narenciye kokuları arasında uzanan taş yolların sonunda yer alan tarihi Kambos bölgesinde faaliyet gösteren ve bölgenin tarihi dokusunu modern konforla harmanlayan, Türk turistlerin de en rağbet ettiği ada otellerinden olan “Bella Cisterna”, ‘Yunan Turizm Ödülleri’nde “En İyi Otantik Konaklama Deneyimi” kategorisinde ‘Altın Ödül’e layık görüldü. 

Bu prestijli ödül, Bella Cisterna’nın Cenevizliler döneminden kalma tarihi malikanesinin özgün mimarisini koruyarak, bölgenin doğal dokusuyla uyum içinde sürdürülebilir turizm anlayışını başarıyla yansıtmasından dolayı verildi. Geçen yıl gümüş ödülle onurlandırılan, bu yıl ise Altın Ödül ile taçlandırılan, Homeros Otelciler Birliği ve Sakız Adası Kiralık Odalar, Daireler ve Turistik Eşyalı Evler Derneği Başkanı Giorgos Mylonadis ve kız kardeşi Maria-Christina Mylonadi’nin birlikte yönettiği butik otel, turizmde yerel değerlere dayalı kalkınmanın başarılı bir örneği olarak takdir topladı. Bella Cisterna’nın birbirini izleyen iki yılda ödüle layık görülmesi, adanın yerel yönetimleri ve turizm sektörü temsilcileri tarafından da olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. 

MYLONADİS: TÜRK MİSAFİRLERİMİZİN GÖSTERDİĞİ YOĞUN İLGİ MEMNUN EDİYOR

En İyi Otantik Konaklama Deneyimi“ kategorisinde iki yıl üst üste kazandığı ödüllerle dikkat çekerek önemli bir başarıya imza atan butik otel Bella Cisterna’nın iki yöneticisinden biri olan Homeros Sakız Adası Kiralık Odalar, Daireler ve Turistik Eşyalı Evler Derneği Başkanı Giorgos Mylonadis, kendilerine layık görülen altın ödülün gururunu yaptığı özel açıklamayla paylaşarak, “Geçen yıl aldığımız gümüş ödülün ardından, bu yıl altın ödülü kazanmak bizim için tarifsiz bir mutluluk ve gurur kaynağı. Bu başarı, emeğimizin ve tutkumuzun bir yansıması olmakla kalmıyor, aynı zamanda sürdürülebilir turizm ve yerel değerlere olan bağlılığımızın da bir göstergesi. Her geçen yıl kendimizi daha da geliştirerek, misafirlerimize adanın ruhunu ve özgünlüğünü en iyi şekilde yaşatmak için çalışıyoruz. Bu süreçte yanımızda olan ailemize, ekip arkadaşlarımıza ve bizi tercih eden tüm misafirlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Özellikle Türk misafirlerimizin gösterdiği yoğun ilgi bizi son derece memnun ediyor. Kültürel yakınlık, misafirperverlik anlayışımızla birleştiğinde ortaya çok sıcak ve samimi bir bağ çıkıyor. Bu bağ bizim için çok değerli” sözleriyle duygularını dile getirdi.

129 YILDIR MYLONADİS AİLESİ’NDE

Homeros Sakız Adası Kiralık Odalar, Daireler ve Turistik Eşyalı Evler Derneği Başkanı Giorgos Mylonadis, butik otelin bulunduğu Kambos bölgesinde Cenevizlerin döneminden kalma, aristokrat ailelere ve zengin toprak sahiplerine ait içlerinde narenciye bahçeleri olan yüksek taş duvarlarla çevrili birçok tarihi mülk olduğunu ve bu mülklerden bazılarının aslına uygun şekilde restore edilerek butik otel ve konaklama tesislerine dönüştürüldüğünü ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bella Cisterna da bu dönüşümün en güzel örneklerinden biri. Malikane yıllar içinde birkaç kez el değiştirdi ama 1896 yılında sarnıcın yenilenmesini yapan Bizans kökenli atamız I. Mylonadis tarafından satın alındı ve o günden beri ailemizin sahip olduğu ve büyük bir özenle koruduğu bir yer. Dedemiz, narenciye bahçelerini sistematik şekilde genişleterek, bölgeye özgü bitki örtüsünün yaşamasına çok büyük katkı sağladı. Bugün, Kambos’un o karakteristik narenciye bahçeleri arasında yer alan bu tarihi malikane, geçmişin ruhunu ve izlerini korurken, modern konaklama anlayışıyla bir araya geliyor. Hem kültürel dokumuzu yaşatıyoruz hem de sürdürülebilir turizme güzel bir katkı sunuyoruz” 

CENEVİZ DÖNEMİ’NDEN KALMA TARİHİ MALİKANE

“En İyi Otantik Konaklama Deneyimi” ödüllü Bella Cisterna’nın misafirlerine sadece bir konaklama değil, ruhu besleyen bir deneyim sunduğunu vurgulayan Başkan Mylonadis, “Tarihi Ceneviz dönemine (1366–1566) dayanan malikanemizde konaklayan misafirlerimizi doğayla iç içe, huzurlu ve ayrıcalıklı bir atmosferde ağırlıyoruz. Konuklarımız burada mahremiyetin, huzurun ve prestijin tadını çıkarıyor. Duyulara hitap eden deneyimler sunmayı önemsiyoruz. Bella Cisterna’nın en çok takdir edilen yönlerinden biri ise Kambos’un yerel lezzetlerini yansıtan kahvaltı büfemiz. Yerel kaynaklı ürünler, taze sıkılmış portakal suyu, ev yapımı reçeller gibi tatlarla güne başlamak misafirlerimiz için benzersiz bir deneyim haline geliyor. Konuklarımızla birebir temas kurarak kişisel bağlar oluşturmayı önemsiyoruz. Özen gösterdiğimiz samimiyet, sıcak aile misafirperverliği ve kaliteli hizmet anlayışımızla derin bağlar kurduğumuz birçok Türk konuğumuz otelimize tekrar tekrar gelmeyi tercih ediyor. Burada kendilerini evlerinde gibi hissettiklerini ifade ediyorlar. Bu karşılıklı güven ve yakınlık, bizi daha da motive ediyor. Sakız Adası’nın doğal ve kültürel güzelliklerini keşfetmek, huzurlu bir atmosferde unutulmaz anılar biriktirmek isteyen tüm Türk misafirlerimizi Bella Cisterna’ya bekliyoruz” şeklinde konuştu.

TÜRK ZİYARETÇİ SAYISINDA BU YIL YENİ BİR REKOR KIRILMASINI BEKLİYORUZ

Mylonadis, geçtiğimiz hafta sonu Çeşme’den yaklaşık 3 bin ziyaretçinin Sakız Adası’na geçmesinin, Türk turistlerin adaya olan ilgisinin artarak devam ettiğinin en somut göstergesi olduğunu söyledi. Türk halkının adaya duyduğu yoğun talepten son derece memnun olduklarını belirten Mylonadis sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sakız, tarihi köyleri, bakir plajları ve geleneksel ürünleriyle gerçekten otantik bir destinasyon. Ziyaretçilerimiz kendilerine sunulan misafirperverlikten ve hizmet kalitesinden son derece memnun. Üstelik fiyatlar da oldukça makul. Türk misafirler birkaç gün boyunca adayı gezmek, deniz kenarında taze deniz ürünleri tatmak ve akşamları bir tavernada Yunan müziği ve dansı eşliğinde keyifli vakit geçirmek istiyor. 2008 yılından bu yana Türk turistlerin adaya ilgisinde sürekli bir artış yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl 120 binden fazla Türk turist Sakız’ı ziyaret etti. Bu yıl ise yeni bir rekor kırılmasını bekliyoruz.” 

MYLONADİ: “BU ÖDÜL HEM BELLA CİSTERNA’YI HEM SAKIZ ADASI’NI ONURLANDIRIYOR”

Bella Cisterna’nın kurucu ortağı Maria-Christina Mylonadi ise, aldıkları ödülün kendileri için büyük bir onur ve motivasyon kaynağı olduğunu belirterek, “Misafirlerimize, yemyeşil bir meyve bahçesinin ortasında doğayla iç içe, otantik ve samimi bir konaklama deneyimi sunma çabamız bu takdirle taçlandı ve bu ödül gerçek bir misafirperverlik sunma konusundaki özverimizi daha da besledi. Sadece otelimiz değil, aynı zamanda Sakız Adası da ödülle birlikte onurlandırıldı. “Bu başarıyla birlikte, nefes kesici doğal güzellikleri ve zengin kültürel mirasıyla öne çıkan Sakız merkeze sadece 6 kilometre uzaklıkta bulunan Kambos bölgesine dikkat çekmekten büyük gurur duyuyoruz. Bize değerli yorumlarıyla katkı sağlayan, deneyimlerini paylaşan tüm konuklarımıza ve bu ödüle layık gören jüriye içtenlikle teşekkür ederiz. Aldığımız her ödül, bizi daha da ileri taşıyor. Otantik ve sürdürülebilir turizme olan inancımızla, daha güzel yıllar için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz,” ifadelerini kullandı.

YÜKSEK TAŞ DUVARLARLA ÇEVRİLİ KAMBOS

Maria-Christina Mylonadi, Bella Cisterna’nın bulunduğu yaklaşık 20 kilometrekarelik Kambos bölgesinden bahsederek şunları söyledi:

“Sakız Adası’nın en özgün ve karakteristik yerleşimlerinden biri olan Kambos, Yunanistan Kültür Bakanlığı tarafından „tarihi yer“ ve „geleneksel yerleşim yeri“ ilan edildi. Buradaki taş duvarlarla çevrili malikaneler, dar sokaklar ve asırlık narenciye bahçeleri, 14. yüzyıldan itibaren Cenevizlilerin adaya bıraktığı izlerin canlı birer kanıtı. Sakız Adası’nın narenciye üretimi ve ticareti yapan başlıca köylerden biri olması nedeniyle Yunanistan ve Avrupa bakımından büyük bir önem taşıyan

Kambos, günümüz öncesinde de yüzyıllar boyunca limon ve portakal üretiminin kalbi oldu ve ada ekonomisinde önemli bir rol oynadı. Cenevizlilerden sonra adaya hakimiyet kuran Osmanlı döneminde Kambos bölgesi, özellikle narenciye ve ipek üretimiyle ekonomik olarak gelişti. Bölgedeki konaklar, barok tarzı süslemelerle zenginleştirildi. 18. yüzyılda artık Kambos, zenginliği ve mimari ihtişamıyla Ege’nin en dikkat çekici bölgelerinden birisi oldu. Bölgedeki evlerin çoğu içinde ise geniş bahçeler ve avlular yer alan yüksek taş duvarlarla çevrili. Bizler, Kambos’un bu eşsiz mimari ve doğal dokusunu korumak için büyük bir özen gösteriyoruz. Yerel yönetim ve girişimcilerle birlikte hareket ederek, modern yapılaşmanın bölgeye zarar vermesini engelliyoruz. Bence Kambos’un bu hali hem kültürel mirasımızı yaşatmak hem de sürdürülebilir turizme katkıda bulunmak için çok değerli. Burada konaklayan misafirlerimiz, sadece tarihi ve doğayı deneyimlemekle kalmıyor, aynı zamanda adanın ruhunu ve geçmişini de hissediyorlar.”

ADINI 500 TONLUK, 140 METRELİK TARİHİ SU SARNICINDAN ALIYOR

Tarihi dokusunu koruyan yapısıyla Yunan Turizm Ödülleri’nde bir kez daha en iyiler arasına girmeyi başaran Bella Cisterna’nın adını, butik otelin arazisinde bulunan 19. yüzyıla ait beyaz mermerden inşa edilmiş tarihi sarnıç-su kemerinden aldığını belirten Mylonadi, “Yaklaşık 500 ton su depolama kapasitesine ve 140 metre uzunluğa sahip bu yapı, hem su sarnıcı hem de su kemeri olarak işlev görüyor. Akdeniz bölgesinde türünün tek örneği olan bu anıtsal yapı, arazide kuzeyden güneye uzanan yükseltilmiş bir yürüyüş yolu olarak hizmet veriyor. Yaklaşık 3 metre genişliğinde ve 2,5 metre yüksekliğindeki sarnıç, narenciye ve meyve ağaçlarıyla kaplı koru üzerinde etkileyici bir yürüyüş deneyimi sunuyor. Dönemin aristokrat ihtişamını günümüzde de yansıtan bu anıtsal yapı, mimari açıdan doğal peyzajla uyum içinde korunduğundan tarihi ve estetik değerini sürdürüyor. Bu özelliğiyle de konuklarımızın büyük ilgisini çekiyor.” dedi.

MODERN KONFORLA GELENEKSEL DOKU BİR ARADA

Sakız Adası’nın tarihi dokusunu ve kültürel zenginliğini konaklama deneyimiyle harmanlayan tarihi malikanede hizmet veren butik otelin, misafirlerine sadece bir konaklama alanı değil, adanın ruhunu hissetme fırsatı da sunduğunun altını çizen Mylonadi sözlerini şöyle tamamladı:

“Karfas’ın kumlu plajına sadece birkaç adım, şehir merkezine ise oldukça yakın mesafede tarihi ve mimari dokusuyla öne çıkan Kambos’un kalbinde yer alıyoruz. Stüdyo tipi odalarımız, adanın geleneksel mimarisine sadık kalarak, tarihi estetikle modern konforu bir araya getiren bir anlayışla tasarlandı. Her odada bulunan özel mutfaklar sayesinde misafirlerimiz diledikleri zaman kendi yemeklerini hazırlama özgürlüğüne sahip oluyor. Geniş pencereler ve ferah teraslar ise iç ve dış mekanlarda rahatça vakit geçirebilme imkanı sağlıyor. Sadece odalarımızla değil, sunduğumuz lezzetlerle de fark yaratıyoruz. Her sabah, yerel ürünlerle hazırlanan zengin bir açık büfe kahvaltı sunuyoruz. Organik ürünlerin yer aldığı kahvaltımızda, özellikle adaya özgü peynir çeşitleri ve ev yapımı reçeller ön plana çıkıyor. Bu özgün atmosfer, misafirlerimizin damak zevkine hitap etmekle kalmıyor, onları aynı zamanda adanın geleneksel yaşam tarzıyla buluşturuyor.”

MİSAFİRLERİNE SADECE BİR KONAKLAMA DEĞİL, RUHU BESLEYEN BİR DENEYİM SUNUYOR

“Narenciye ve meyve ağaçlarıyla çevrili bahçemizde Chios adasına özgü ünlü Chian mandalinası, özel tür kan portakalları, limonlar ve acı portakallar gibi narenciye ağaçlarının yanı sıra, gümüş tonlarındaki zeytinlik ve asırlık yaprak dökmeyen ağaçlar da bulunuyor. Yıl boyunca farklı meyve ağaçlarıyla rengarenk bir manzara sunan bahçemiz, misafirlerimize huzurlu bir atmosfer sağlıyor. İncir, erik, nar, badem, dut, kayısı, elma ve muşmula ağaçları bahçemizin bir diğer gözde meyve türlerini oluşturuyor. Ayrıca, Chios’a özgü terpentin ağaçları, tatlı akasya, biber ve salkım söğüt gibi pek çok farklı tür de doğal çeşitliliği artırıyor. Ziyaretçilerimiz, bölgenin eşsiz doğasında vakit geçirirken, kendi elleriyle topladıkları doğal ve organik ürünlerin tatma fırsatı buluyor. Yeni konuklarımızı ağırlamayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Amacımız onlara yalnızca unutulmaz bir konaklama sunmak değil, aynı zamanda ömür boyu hatırlanacak değerli anılar kazandırmak. Sakız Adası’nın zengin doğal ve kültürel mirasını keşfetmek, huzurun, samimiyetin ve sıcak aile misafirperverliğinin tadını çıkarmak isteyen Türk misafirlerimizi, ev yapımı ürünlerle donatılmış açık büfe kahvaltısı ve eşsiz atmosferiyle Bella Cisterna’ya bekliyoruz. Tatilinizi özel bir deneyime dönüştürmek için kapılarımız siz değerli misafirlerimize her zaman açık.” diyerek Türk turistlere sıcak bir davet sundu.

Fulya OMAÇ – Sakız Adası – YUNANİSTAN

DİĞER HABERLER