DİTİB Hicri yılbaşı ve Muharrem ayı mesajı

von Aytürk
A+A-
Reset

26 Haziran Perşembe günü, Hicri 1447. yıla adım atmanın sevincini yaşayacağız. Yüce Rabbimden, yeni Hicri yılın tüm insanlık için barışın, merhametin ve adaletin hâkim olduğu bir yıl olmasını niyaz ediyorum.

Hicri takvimin ilk ayı Muharrem ayıdır. Muharrem, aynı zamanda Rabbimizin insanın canına, malına, onur ve haysiyetine çok daha fazla önem gösterilmesi gereken mübarek aylardandır.[1] Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu ayın önemini; „Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.“[2] sözleriyle ifade etmiştir.

Hicrî takvim, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ve ona gönül veren Müslümanların Mekke’den Medine’ye hicretini esas alan takvimdir. Hicret, sadece coğrafi bir yer değişikliği değil; zulümden adalete, karanlıktan aydınlığa, inkârdan imana yapılan ilahi bir yolculuktur. 

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur: „Gerçek muhacir, Allah’ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir.“[3]Bu anlamda hicret, yalnızca fiziki bir hareket değildir; aynı zamanda içsel bir dönüşümdür. Yanlıştan vazgeçip doğruya yönelmek hicrettir. Günahtan tevbe edip sevap işlemek hicrettir. Kötülükten vazgeçip iyilikleri çoğaltmak hicrettir. Nefreti geride bırakıp sevgiye adım atmak hicrettir. Hicret, kalbin arınması, ahlakın güzelleşmesi ve insanın kendini yeniden inşa etmesidir.

Hicret, hakikate yürüyüşün; bedel ödemeyi göze alarak doğruda sebat etmenin en güzel adıdır. Almanya’da yaşayan bizler için hicret, sadece tarihi bir olay değil; bizzat yaşadığımız bir hakikattir. Hepimiz, bir yönüyle gurbetin yolcuları, hicretin çocuklarıyız. Farklı gerekçelerle çıktığımız bu yolculukta her birimiz emeği ve alın terini en yüce gaye bildik. Nicesi zorluklara göğüs gerdik. Hicretin ruhunu yalnızca geçmişte değil, yaşadığımız her anın içinde diri tutmaya özen gösterdik. 

Hicrî yeni yıl vesilesiyle, gelin hep birlikte iç dünyamızda da bir hicret gerçekleştirelim. Kırgınlıklarımızı geride bırakıp kardeşliğe hicret edelim. Tembellikten çalışkanlığa, ihmalkârlıktan sorumluluğa, çatık kaşlılıktan güler yüzlülüğe, savaştan barışa hicret edelim.

Muharrem ayının onuncu günü ise Âşûrâ Günü’dür. Medeniyetimizde birliğin ve beraberliğin sembolü haline gelen Aşure aşı, tatlı bir yiyeceğin ötesinde adeta bir yaşam dersi barındırır. İçerisinde bulunan birbirinden farklı ama uyumlu lezzetler, farklılıklarımıza rağmen bir araya gelmenin, sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi paylaşmanın canlı bir nişanesidir.

Muharrem ayı, aynı zamanda Peygamberimizin torunu Hz. Hüseyin ve beraberindeki çoğu Ehl-i Beyt’ten onlarca müminin Kerbela’da şehit edildiği derin bir hüzün mevsimidir. Bu elim olay ve yaşanan büyük acı, Allah Rasulüne gönülden bağlı tüm inananların yüreğinde büyük yaralar açmıştır. Bu olaydan çıkarılacak en büyük derslerden biri, Müslümanlar arasında birliği, dayanışmayı ve kardeşliği muhafaza etmenin hayati önemidir.

Rabbim, hicrî 1447. yılın tüm dünyada barışın ve huzurun yılı olmasını nasip eylesin. Hicrî yeni yıl ve Muharrem ayı, dünyada akan kan ve gözyaşının son bulmasına vesile olsun.

Dr. Muharrem KUZEY

DİTİB Genel Başkanı


[1] Buhârî, Bed’ü’l-halk, 2.

[2] Tirmizî, Savm, 40.

[3] İbn Hanbel, VI, 22.

DİĞER HABERLER