SETA Berlin Araştırma Direktörü Ayvaz, Alman hükümetinin 100 gününü değerlendirdi

von Aytürk
A+A-
Reset

– „Federal Mecliste sonraki süreçte koalisyon ortakları arasında daha fazla görüş ayrılıkları beklenebilir“
– „Almanya’nın (Gazze’deki) katliamlara ve saldırılara sessiz kalmayı sürdürmesi, koalisyon içerisinde özellikle SPD’nin sol kanadında daha gür bir şekilde bir muhalif sesin ve daha aktif bir pozisyonun alınması çağrılarına şahit olundu“
BERLİN (AA) – ERBİL BAŞAY – Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Berlin Araştırma Direktörü M. Erkut Ayvaz, Almanya’da şubatta yapılan erken genel seçimin ardından Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında kurulan koalisyon hükümetinin ilk 100 gününe ilişkin analizinde gelecek süreçte özellikle Federal Mecliste koalisyon ortakları arasında görüş ayrılıklarının beklenebileceğini söyledi.


SETA Berlin Araştırma Direktörü Ayvaz, Almanya’da CDU/CSU-SPD hükümetinin ilk 100 gününü ve gelecek dönemde koalisyon hükümetinde yer alan partiler arasındaki görüş ayrılıklarını AA muhabirine değerlendirdi.
– Erken genel seçim sandığından 2,5 ay sonra kurulan koalisyon hükümeti
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan genel seçimlerde sandıktan birinci çıkan CDU/CSU ile seçimi üçüncü sırada tamamlayan SPD arasında Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanı Friedrich Merz liderliğinde 6 Mayıs 2025’te koalisyon hükümeti kuruldu.
Yeni hükümetin ilk hedefi, bir önceki hükümet olan SPD, Yeşiller ve Hür Demokrat Partinin (FDP) 2021’de kurduğu ve renklerinden dolayı “trafik ışığı” diye nitelendirilen koalisyon gibi kendi içindeki görüş ayrılıklarını anlaşmazlığa dönüştürmemek oldu.


Ancak CDU/CSU-SPD hükümetinin bu hedefi, henüz ilk adımda, koalisyon protokolü imzalandıktan sonra Federal Mecliste yapılan oylamada sekteye uğradı. Friedrich Merz, Federal Meclisteki oylamada ancak ikinci turda seçilebildi.
Başbakanlık görevine ilk turda tereddütsüz güvenoyu alarak değil ikinci turdaki oylamayla başlayan Merz, hükümet kurulduktan sonra iç politikada içten yanmalı motorlu araçların 2035’te yasaklanması, elektriğe getirilen vergilerin azaltılması, Anayasa Mahkemesine üye seçimi ve sosyal yardım gibi konularda koalisyon ortağı SPD ile görüş ayrılığına düştü.
Dış politikada da İsrail’e yönelik izlenecek siyasette SPD ile CDU/CSU arasında görüş ayrılıkları yaşandı. Ayrıca Merz, ana muhalefet lideri olduğu dönemde o zamanki hükümetten Almanya’nın Ukrayna’ya Taurus seyir füzeleri vermesini talep etmiş olmasına karşın, başbakan olduktan sonra bunun için adım atmadı.
Uzmanlar, CDU/CSU ve SPD arasında yaşanan görüş ayrılıklarının, ülke siyasetinin tatil dönemi sona erdikten sonra sonbaharda daha sert tartışmalarla gün yüzüne çıkmasını öngörüyor.


– Göreve kırılgan şekilde başlayan koalisyon
SETA Berlin Araştırma Direktörü Ayvaz, CDU/CSU-SPD hükümetinin, bir önceki üç partili koalisyon hükümetine kıyasla daha aktif politika izleme ve koalisyon içinde tartışmaların ve kavgaların yaşanmaması hedefiyle kurulduğunu belirtti.
Merz’in 6 Mayıs’ta Mecliste çoğunluğu bulunan CDU/CSU ile SPD’nin oylarıyla ilk turda başbakan seçilememesine dikkati çeken Ayvaz, Almanya tarihinde bir ilki teşkil ettiği için bu durumun şaşkınlığa yol açtığını anlattı.
Sürecin uzamaması ve özellikle aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin bu süreçten kazançlı çıkmaması düşüncesiyle CDU/CSU, kendi ilkeleriyle ayrışarak Sol Partinin desteğiyle bu seçimin ikinci turunun aynı gün yapılmasının sağlandığını anımsatan Ayvaz, Merz’in ikinci turda başbakan seçildiğine işaret etti.
Ayvaz, “Aslında (Merz’in ilk turda seçilememesi) bu da koalisyonun çok kırılgan bir şekilde başladığına dair bir intibayı pekiştirdi.” dedi.


Buna rağmen koalisyonun ilk aşamada özellikle Almanya Başbakanı Merz ile daha aktif dış politika süreciyle öne çıkmaya çalıştığını dile getiren Ayvaz, Merz’in hem komşu ülkelerle daha yakın işbirliğini öne çıkarma ve bir önceki hükümete kıyasla daha aktif politika perspektifiyle hareket etme gayretinin olumlu bir imaja neden olduğunu anlattı.
Koalisyon hükümetinin Federal Anayasa Mahkemesine seçilecek yargıçlar üzerinde anlaştığına ancak daha sonra CDU/CSU’nun SPD’nin adayına destek vermediğine işaret eden Ayvaz, “Bu, koalisyon içerisindeki kırılganlığı ve tartışmaları da beraberinde getirdi.” diye konuştu.


Ayvaz, bunun CDU/CSU’nun SPD ile anlaşma sağladığı hususlarda ve tartışmaların aslında geride bırakıldığı varsayıldığı durumlarda bile son anda uzlaşının gerçekleşmediği görüntüsüne neden olduğunu vurgulayarak, “Bundan dolayı Federal Mecliste, bundan sonraki süreçte koalisyon ortakları arasında daha fazla görüş ayrılıkları beklenebilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya’daki şirketlerin külfetlerini hafifletmek gibi ekonomik alanda Merz hükümetinin bazı olumlu adımlar attığını söyleyen Ayvaz, “(Hükümet ortaklarının) Ekonomik canlanma amacıyla hayata geçirilecek hususlarda yeni perspektif ortaya koyabilmesine rağmen herhangi bir görüş ayrılığında koalisyonun tehlikeye girebileceği, bu sebeple bazı adımların ertelenebileceği hatta iptal edebileceği endişesini de doğuruyor.” şeklinde konuştu.
Ayvaz, hükümetin 100 günlük dış politikasına dair, “Federal hükümet, daha aktif ve Avrupalı ortaklarla birlikte bilhassa ABD’ye karşı da birliktelik çerçevesinde hareket ederek güçlü konumunu pekiştirme hedefiyle kuruldu ve bu bağlamda Şansölye Merz’in aynı partiden olan Dışişleri Bakanı (Johann) Wadephul ile daha aktif hatta proaktif hareket etmeye çalıştığını söyleyebiliriz.” yorumunda bulundu.
Ayvaz, bir önceki hükümetin de aslında çok cılız kaldığı ve birçok hatayı beraberinde getirdiği hususlardan biri olan İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları konusunda mevcut hükümetin ve Şansölye’nin bazı değişen eğilimleri ortaya çıksa da en nihayetinde bu konudaki pasifliği ve aktif politikaya dönüştürülememesinin koalisyon içinde de huzursuzluğa ve görüş ayrılıklarına yol açtığına işaret etti.


Gazze konusunda Merz’in ve Wadephul’un uluslararası alanda Almanya’nın yalnızlaşmasından İsrail’e yönelik eleştirilerde bulunduğuna dikkati çeken Ayvaz, “Ancak devamında Almanya’nın aktif olarak bir değişikliğe gitmeyerek yapılan katliamlara ve saldırılara sessiz kalmayı sürdürmesi, koalisyon içerisinde özellikle SPD’nin sol kanadında daha gür bir şekilde bir muhalif sesin ve daha aktif bir pozisyonun alınması çağrılarına şahit olundu.” dedi.
Ayvaz, Gazze’deki katliamın durmaması ve İngiltere, Fransa ve Kanada’nın eylülde Filistin’i devlet olarak tanımalarının ardından Avrupa’da ve Alman koalisyon hükümeti içerisinde de görüş ayrılıklarının daha ön plana çıkacağını savundu.
Ayvaz, buna rağmen Başbakan Merz’in koalisyon içinde görüş ayrılıklarının bulunduğunu söylemekten ziyade dış politika da dahil sorunların olmadığı ve bu hususların halledilebileceği noktasındaki eğilimi tercih ettiğini anlattı.
Hükümeti değerlendirmek için 100 günün çok kısa bir zaman dilimi olduğunu, gelecek 6 ayı beklemek gerektiğini anlatan Ayvaz, gelecek dönemde hem dış hem de iç politikada, özelikle CDU’nun sosyal yardımlaşma programı olarak adlandırılan vatandaşlık parasının reformu konusundaki seçim vaadine ilişkin, koalisyon hükümeti içinde görüş ayrılıklarının belirgin şekilde ortaya çıkacağını sözlerine ekledi.

DİĞER HABERLER