Sayısı giderek artan iş insanlarımızdan, mesleğinde belirli noktalara gelen elit kesime; kariyerini yükseltmekte olan aydınlarımızdan, daha iyisini yakalamak isteyen her meslekten gençlerimize kadar birçok kişinin görünmeyen ama hayati önemde bir sorunu var: Stres.
Geçtiğimiz hafta Almanya’nın Schweinfurt şehrinde hayata geçen “Psikolojik Danışmanlık Merkezi’ne mercek tuttuk. Neyin ne olduğunu ve neden böyle bir merkeze ihtiyaç duyulduğunu, merkezin genel müdürü Zafer Hüseyin ile konuştuk. Hüseyin’in dikkat çekici açıklamaları, insanın ister istemez kendine şu soruyu sormasına neden oluyor: Acaba ben de mi stresliyim?
Aytürk:
Zafer Bey, hayırlı olsun. Sanıyorum Unterfranken bölgesinde bu alanda bir ilksiniz. Önce sizi tanıyabilirmiyiz?
Zafer Housein:
Batı Trakya asıllı bir ailenin Schweinfurt’ta doğan çocuğuyum. Bütün Türk akrkadaşlarım gibi bir ailem ve onların yaşamının bir benzerini ben de yaşadım Almanya’da. Bir Kayseri, Sivas, Diyarbakır ya da Manisalı arkadaşım ile benzer bir hayat sürecinin içinden geçtim.
Aytürk:
Hayat sana çok şey öğretmiş olmalı?
Zafer Housein:
Sıkıntı hepimizde var, çünkü insanız. Ama göçmen kökenli isen sunu kabullenelim ki sana hayat biraz daha zordur. İşler her zaman istediğimiz gibi gitmeyebilir. Piyasa, pazar ve şartlar zaten kolay değil. Ama başarmak zorunda olduğumuza kendimizi şartlandırmışsak, işte o zaman kendimize fazlaca yükleniyoruz demektir.
Aytürk:
Ama başarmak isteyen herkeste bu karmaşa olabilir. Bu kadarı normal değil mi?
Zafer Housein:
Doğru, ama herkes bunu bu hızda ve şekilde fark edemiyor. Bu nedenle işler daha da karışıyor ve Problemler de tam da burada başlıyor zaten.
Aytürk:
Basitleştirerek anlatırmısınız? Daha iyi anlamak istiyorum.
Zafer Housein:
Aslında sorun; neyi, ne zaman, nerede ve ne şekilde yapacağımızı sıralayamamaktır. Hayattaki sıkıntıların büyük çoğunluğu bu noktadan kaynaklanır.
Aytürk:
Az önce reçete yazmadığınızı söylediniz. Peki siz nasıl yardımcı oluyorsunuz?
Zafer Housein:
Bu meslek tıp değil. Reçete yazıp eczaneye göndermiyoruz. Biz, kişilerin sıkıntılarını dinleyerek, sorunun nerede olduğunu ve nasıl sıralanması gerektiğini tespit ediyoruz. Sonra da kişiye bu konuda rehberlik ediyoruz.
Aytürk:
Anlatması zor bir meslek seçtiğinizi hiç düşündünüz mü?
Zafer Housein:
Hayır, tam tersi. Çok sevdiğim bir mesleği öğrendim, eğitimini aldım ve insanlara yardım ediyorum. Bu bana büyük mutluluk veriyor.
Aytürk:
Size gelmek isteyen bir kişi önce ne yapmalı?
Zafer Housein:
“Problemli” kelimesini kullanmak istemem. Bunun yerine, “ne yapması gerektiğine karar veremediği için işleri karmaşık hale getiren kişi” demek daha doğru olur.
Aytürk:
Devam edermisiniz? Burası önemli.
Zafer Housein:
Kişiler zaten bizim danışma merkezimize ailesi ya da bir başka vesileyle geldiklerinde doğru yoldadırlar. Hatta bu kişiler, kısa süre sonra durumlarını toparlayıp, bize teşekkür eder hale gelirler ve “İyi ki gelmişim” derler.
Aytürk:
Bu kadar emin konuşuyorsunuz?
Zafer Housein:
Elbette, çünkü bize gelen kişi aslında yürümesi gereken yolu seçmiştir. Sorununu kabullenmiş ve daha iyi bir hayatın mümkün olduğuna ya kendisi inanmıştır ya da yakın çevresi onu ikna etmiştir.
Aytürk:
Hangi sorun olursa olsun, bu merkezin faydalı olacağına inanıyor musunuz?
Zafer Housein:
Kategorize etmeye gerek yok, birçok insan günümüzde bir şekilde işlerini karmaşık hale getirmiş durumda. Bize gelenler arasında genç bir öğrenci de var, orta yaşlı bir ev hanımı da, mühendis de, siyasetçi de. Her yaştan ve her meslekten insanla çalışıyoruz.
Aytürk:
Kısaca özetler misiniz?
Zafer Housein:
Bize gelenler ile önce sohbet gibi başlayan görüşmeler yapıyor ve sorunun nerede olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Kişi, doğru şekilde anlatabildiği anda zaten bir farkındalık oluşuyor ve çözüm süreci başlıyor. Biz burada insanlara bilgiyi doğru şekilde sınıflandırmayı ve yerli yerinde kullanmayı öğretiyoruz.
Aytürk:
Size daha sonra tekrar gelenler oluyor mu? Eski günleri yad ettiğiniz?
Zafer Housein:
Elbette. Öyle dostluklar oluştu ki, bazen “Zafer Abileri” oluyorum. Bana bol bol dua ettiklerini söyleyenler var, bu da benim için çok kıymetli.
Aytürk:
Türkler açısından merkezin özel bir önemi var mı?
Zafer Housein:
Kesinlikle. İnsanlar inançları ve kültürleriyle yaşar. Bizim insanımız derdini kendi ana dilinde anlatmak ister. Bize geldiğinde, benim Türk geleneklerini ve İslam inancını iyi bildiğimin yaten farkındalar. Bu güvenle geliyorlar. Sohbet ortamında başlayan seanslarımız da bu doğrultuda ilerliyor. Bu sayede başarı ve olumlu sonuçlara daha çabuk ulaşıyoruz.
Aytürk:
Çok teşekkür ederiz. Güzel bir görüşme oldu ve önemli sorulara net cevaplar verdiniz.
Zafer Housein:
Ben de size teşekkür ederim. Eğitimini aldığım bu alanda, insanımıza kültürel değerler çerçevesinde yardım etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Umarım bu söyleşi de bir mesaj olur.

