Nürnberg’de düzenlenen bir toplantıda konuşan Cankurt, özellikle genç kuşakların kendi köklerinden uzaklaşmadan, Almanya’daki hayatlarını entegrasyona önem vererek sürdürmelerinin önemine dikkat çekti.
Cankurt, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bizler Almanya’da yasayan Müslüman Türkler olarak, Cenab-ı Allah’ın müsaade ettiği ölçüde ailemize, ülkemize ve yaşadığımız Almanya’ya hizmet etmeye çalışan insanlarız. Bu topraklarda doğup büyüyen evlatlarımız, kimliklerini ve değerlerini unutmadan yaşamayı öğrenmelidir. Dilimizi konuşmak, tarihimize sahip çıkmak zorundayız.”
Uğur Cankurt, eyalet birliği olarak yalnızca dini değil, aynı zamanda kültürel sorumlulukların da taşındığını belirtti:
“Hiçbir kurumun yapmadığı projelere imza atarak konferanslar ve kültürel geziler organize ettik. Amacımız, yeni bir kültür bilinci oluşturmaktır. Çünkü bizler, inanç dünyamızın ve tarihimizin samimi hayallerinin peşindeyiz. İki ülkemiz var: Türkiye ve Almanya.”
Ailelere de çağrıda bulunan Cankurt, çocuklara Türkçe öğretmenin ve milli kimliği güçlendirmenin önemini vurgularken:
“Biz burada sadece cami açmakla görevli değiliz, aynı zamanda bu toplumun ahlaki, kültürel ve sosyal gelişimine katkı sağlamakla yükümlüyüz. Gençlerimize kim olduklarını öğretmezsek, onları kaybederiz.” şeklinde konuştu.
Toplumsal dayanışmanın, karşılık beklemeden yapılan hizmetlerle güçleneceğine inandığını belirten Cankurt, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu hizmetleri bir karşılık beklemeden yapıyoruz. Çünkü biliyoruz ki burada yapılan her güzel iş, sadece bizim değil, bizden sonraki nesillerin de geleceğini inşa ediyor. Bu yüzden herkesin elini taşın altına koyması, sahip olduklarını gelecek kuşaklara aktarması şart.”