Diyanet işleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Hutbe Komisyonu tarafından hazırlanan
“Allah ile Aldatanlara Karşı Uyanık Olalım” başlıklı hutbe Almanya’da bütün camilerde okundu.
Bundan 9 yıl önce 15 Temmuz 2016 gecesi Hain FETÖ tarafından Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen kalkışmaya ışık tutan hutbe Almanya’da camilerimizde okundu.
Allah ile Aldatanlara karşı uyanık olalım çağrısı yapıldı. Hutbe şöyle devam etti.
“Dini istismar eden kişi ve grupların başvurduğu taktik de genellikle budur.
Çok değil, bundan dokuz yıl önce, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ tarafından Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen ve demokrasinin kalbi TBMM’nin hedef alındığı hain darbe girişiminin arkasında da böylesi sapkın bir zihniyet bulunmaktadır.
Din, Yüce Allah’ın Rahman sıfatının bir tecellisidir. Rabbimiz, biz kullarını başıboş bırakmamıştır. Din olarak uygun gördüğü ilkeleri kitaplarıyla bildirmiş, peygamberleri aracılığıyla da uygulamalı olarak göstermiştir. Peygamberimizin (s.a.s.) vefatından sonra da konunun uzmanları olan alimler bu mirası gelecek nesillere aktararak insanlığın yolunu aydınlatmıştır. Ancak ne yazık ki, tarih boyunca en çok istismar edilen değerlerin başında ‘din’ gelmiştir. İnsanlık tarihi boyunca, kötü niyetli kişi ve gruplar, dinin insanlar üzerindeki derin etkisini kendi menfaatleri uğruna kullanmaktan çekinmemişlerdir.
Tarih, kendine ilahlık yakıştıran sahte tanrılarla, yalancı peygamberlerle ve ikiyüzlü, sahtekâr din istismarcılarıyla doludur. İnsanın apaçık düşmanı olan şeytan da onu doğru yoldan saptırmak için benzer yöntemlere başvurur. İnsana önden yaklaşır, arkadan yaklaşır, sağdan ve soldan sokulmaya çalışır. Şeytanın insana sağdan yaklaşması, “iyilik” görüntüsü altında kötülüğü telkin etmesi demektir. Bu, onun en sinsi ve en tehlikeli taktiklerinin başında gelir. Dini istismar eden kişi ve grupların başvurduğu taktik de genellikle budur.
Çok değil, bundan dokuz yıl önce, 15 Temmuz 2016 gecesi FETÖ tarafından Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen ve demokrasinin kalbi TBMM’nin hedef alındığı hain darbe girişiminin arkasında da böylesi sapkın bir zihniyet bulunmaktadır.
Peki bizler, Hak ailesindenmiş gibi görünen fakat aslında batılın çocukları olan bu grupları nasıl tanıyabiliriz? Bu sorunun cevabını bulmak için tarih boyunca ve günümüzde gözlemlenen bazı ortak özelliklere dikkat etmek gerekir: Bu tür yapılar liderlerine “kutsallık” atfederler. Onların Allah’tan doğrudan emir aldıklarını, rüya ve ilhamlarla yönlendirildiklerini iddia ederler. Uydurma kerametler yayarak insanları kendi peşlerinden sürüklemeye çalışırlar. Müntesiplerini akıldan ve sorgulamadan uzak tutarak, kendi otoritelerini sağlamlaştırmak isterler. Kendilerine körü körüne itaat edilmesini beklerler. Kendi grubu haricindeki diğer Müslümanları dışlarlar. Kendilerini dinin sahibi görür, kendilerine uymayanları ise din dışı kabul ederler.
Tarih, ders alınmadığında tekrar eder. Benzer sıkıntı ve acıları yeniden yaşamamak için dikkatli ve uyanık olalım. Dinimizi sağlam kaynaklardan öğrenelim. Mutlak otorite yalnızca Yüce Allah’a aittir; hiçbir şahsı sorgusuz sualsiz gözümüzde büyütüp yüceltmeyelim. Gerçek İslâm, açıktır, şeffaftır; bu nedenle gizli yapılanmalardan ve kapalı gruplardan uzak duralım ve onlara karşı son derece dikkatli olalım. Aklımızı ve irademizi kimseye teslim etmeyelim. Güzel dinimizi çirkin emellerine alet etmek isteyenlere fırsat vermeyelim. Peygamberimizin şu hadisini de asla ve asla unutmayalım: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir; ona ihanet etmez, ona yalan söylemez, onu yüzüstü bırakmaz. Her Müslüman’ın ırzı, malı ve kanı bir diğer Müslüman için dokunulmazdır.”
Hutbeye son verilirken, hain darbe girişiminin yıldönümünde, insan hak ve özgürlüklerini korumak, demokrasi ve milli iradeye sahip çıkmak uğruna hayatını feda eden bütün şehitlerimize bir kez daha Yüce Rabbimden rahmet, gazilerimize sağlıklı, bereketli ve hayırlı ömürler niyaz ediyorum.”
Kaynak:DİTİB Hutbe
Doğan Tufan
Von meinem iPhone gesendet