Türkiye’nin son yarım asrına damga vuran terör konusunu herkes kendi durduğu yerden değerlendirirken, Anadolu’nun farklı bölgelerinden sevinç dolu umut bulutları gökyüzüne yükseliyor. Farklı konularda beyin jimnastiği yaparak okuyucularımızın çeşitli düşüncelerine tercüman olmak ve empati kurmak adına, düşünen beyinlerden Ali Kaya ile bir araya geldik. Sohbetimize barış heyecanıyla başladık, dönercilerimizin harika yükselişiyle devam ettik ve “İyi ki Almanya’ya döner getirdiniz” diye espri yapan Alman dostlarımızla sonlandırdık. Güldüren ve gülümseten bu röportajı, “İyi ki okuduk” diyeceğinizden emin olarak sizlerle paylaşıyoruz.
Aytürk:
Sayın Ali Kaya, sanırım Türkiye’deki olumlu gelişmeleri siz de yakından takip ediyorsunuz?
Ali Kaya:
Türkiye’de her insanın hayalidir barış. Bu bağlamda, yeni bir umudun yeşermesi bile çok önemlidir.
Aytürk:
Sizce bu süreç yine bir yol kazasıyla son bulabilir mi?
Ali Kaya:
Sanmıyorum. Bu durumu halkımız bir kez yaşadı. Aynı şeyin tekrar edeceğini düşünmüyorum.
Birlik:
„Yaşanan her olay bir tecrübe oluyor“ diyorsunuz?
Ali Kaya:
Tespitiniz çok doğru. Ancak coğrafyamızdaki gelişmelerin, gelecekte bizi çok rahatsız edecek bir yöne doğru evrildiğini devlet büyüklerimiz de söylüyor.
Aytürk:
Sizce Türkiye’de barışa herkes sahip çıkar mı?
Ali Kaya:
Elbette. Şu anda kimsenin aksini düşündüğünü sanmıyorum. Size vereceğim cevabı bütün samimiyetimle söylüyorum: Hemen herkes bu barış iklimine bir şekilde, sonuna kadar destek olacaktır.
Aytürk:
Hiç karşı çıkan olmaz mı?
Ali Kaya:
Olabilir. Ancak sadece “karşıyım” diyerek değil, siyasi inat uğruna karşı çıkanlar da olacaktır. Ama hoşgörüyle bu yolda devam edilmeli.
Aytürk:
Demokratik ortam geliştikçe bunlar zamanla çözüme kavuşur. Hemen herkes bir şekilde bu sürece destek olur diyorsunuz?
Ali Kaya:
Aynen öyle diyorum.
Aytürk:
Eskiden beri Türkiye’de yaşananları konuştuğumuzu, fikir beyan ederek saatlerce tartıştığımızı hatırlıyorum?
Ali Kaya:
Dünyanın en stratejik coğrafyasındayız. Çok önemli ve bir o kadar da riskli bir konumdayız. Herkes aklını başına almalı. Birliğimize zarar vermek isteyenler kimsenin kökenine ya da diline bakmazlar, hepimize zarar verirler. Aynı gemideyiz demek istedim.
Aytürk:
Gelişen sürecin bölgeye yansıması nasıl olur sizce?
Ali Kaya:
Öncelikle, kayıpların rakamsal hesabına girmeden önce, kaybettiğimiz insan sayısının on binleri bulduğunu biliyoruz. Bu durum bizi „Nereye gidiyoruz?“ sorusunu sormaya sevk etmeli.
Aytürk:
Sizce nereye gidiyoruz?
Ali Kaya:
Basit düşünelim. Bir evin içinde huzursuzluk olmamalı. Eğer varsa, dinlenmeli ve baba bir çözüm yolu bulmaya çalışmalı. Buradaki „baba“ dediğim, devlettir. Onu temsil eden ise Cumhurbaşkanı, Meclis ve siyaset kurumudur.
Aytürk:
Devlet şu anda “Nedir bu huzursuzluk?” diye dinliyor mu sizce?
Ali Kaya:
Bu sefer devlet sadece dinlemiyor, aynı zamanda şefkatini de hissettirmeye çalışıyor. Bu fark ediliyor ve Türkiye, barışın yol haritasını heyecanla bekliyor.
Aytürk:
Sizce “Terörsüz Türkiye” dönemi, doğuya nasıl yansır?
Ali Kaya:
İnanın, olumlu gelişmelerin sonuçlarını düşünmek bile beni heyecanlandırıyor. Bir defa yerli ve yabancı yatırımlar ülkemizin doğusuna artacak. İnsanımız, korkmadan, çekinmeden ülkenin her yerine gidebilecek. Gençlerimiz hem Munzur Çayı’nın hem de Manavgat Şelalesi’nin akışını hayranlıkla izleyebilecek. Halaylar, horonlar, zeybekler ve zılgıtlar bir kültür cümbüşü şeklinde ülkemizin her yerinde ortak sevinçle karşılanacak. Sevinmek vizyon, üretim ve moral getirir. İstanbul Boğazı’na inci gibi dizilmiş köprülerden geçerken de, doğudaki kültür ve tarih zenginliklerini keşfederken de herkes kendini “Bu vatan benim” diyerek rahat hissedecek.
Aytürk:
Türkiye çok kazanacak diyorsunuz?
Ali Kaya:
Elbette. Türkiye şu anda bile barış iklimini hissediyorsa, birkaç yıl sonra neler olacağını bir düşünün. Ülkemizin batısından milyonlarca insanın Hakkâri, Van, Bitlis, Tunceli ve Bingöl başta olmak üzere doğuya seyahat edeceğine inanıyorum. Aynı anda bölgeye gelen yabancı turist sayısındaki artış ise tahminlerin çok üstünde olacak.

Aytürk:
Ali Bey, bu defa sizi oldukça motive olmuş ve pozitif öngörülere inanan biri olarak gördüm.
Ali Kaya:
Türkiye’nin tamamı bu süreci destekliyor. Bu nedenle çok iyimserim.
Aytürk:
Karşı çıkan, mesafeli duran hatta “bekleyelim ve görelim” diyenler de var?
Ali Kaya:
Onlara da saygı duymalıyız. Bir şekilde yaşananlardan dolayı tepkili olabilirler. Hatta bu kardeş kavgasından bazı kesimlerin çıkarı da olabilir. Ama biz ülke genelinde barış sürecine yol kazası yaşatmazsak, hepimiz kazanırız.
Aytürk:
Buna samimi olarak inandığınızı çok iyi fark ediyorum!
Ali Kaya:
Bizim insanımız çalışkandır. Çarpan etkisiyle 50 yıllık kaybımızı 20 yılda telafi edeceğimize inanıyorum. Bölge kalkınması en üst düzeyde olacaktır.
Aytürk:
Son bir soru: On binlerce döner esnafımız sürekli Alman medyasına konu oluyor. Entegrasyon ve kültürlerarası diyalog açısından geleceği nasıl görüyorsunuz?
Ali Kaya:
Harika bir soru. Aydınlık geleceğimizin izlerini şimdiden görebiliyorum. Bizim insanımız çalışkandır. Başarılı her esnafımız, ülkemizin güzel yüzü olarak öne çıkıyor. Hakkını verelim, bu ülkede her gün ortalama 750 bin döner satılıyor. Bu ne demek biliyor musunuz?
Aytürk:
Ne demek sizce?
Ali Kaya:
Yarım milyondan fazla insan acıktığında dönerle birlikte Türkiye’yi hatırlıyor.
Aytürk:
(Gülüyor) Harika bir cevaptı, gerçekten teşekkür ediyorum.
Ali Kaya:
(Gülüyor) Bu konuda samimiyim. Bazen Alman arkadaşım acıktığında bana, “İyi ki Almanya’ya döner getirdiniz, size ne kadar teşekkür etsek azdır” diyor.
Aytürk:
Güzel bir sohbetti, çok teşekkür ederim.
Ali Kaya:
Benim için de çok keyifliydi. Türkiye’de barış sürecine ve Almanya’daki döner esnafımıza verdiğiniz destekten dolayı teşekkür ederim. İnsanımıza önemli mesajlar vermemi sağladınız, esas ben teşekkür ederim.
