ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2024 Yunanistan İnsan Hakları Raporu yayınlandı

von Aytürk
A+A-
Reset

 Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Genel merkez yönetim kurulu başkanı Halit Habip Oğlu basın bildirisi yayınladı. Habip Oğlu; “Paralel raporunda ABTTF, bu yıl kapsamı oldukça daraltılan Yunanistan raporunun içeriğinin taraflı, nesnellikten uzak ve hükümet yanlısı olup ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğünün sistematik ihlalini tümüyle göz ardı ettiğine dikkat çekerek, raporda Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarına ve maruz kaldığı hak ihlallerine hiçbir şekilde yerilmemesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

Paralel raporunda ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun sorunları ile maruz kaldığı insan hakları ihlalleri ve ayrımcılığı ayrıntılarıyla dile getirdi.

Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı Yunanistan 2024 İnsan Hakları Raporu’na dair hazırladığı paralel raporu ABD’nin yetkili makamlarına iletti.

Paralel raporunda ABTTF, bu yıl kapsamı oldukça daraltılan Yunanistan raporunun içeriğinin taraflı, nesnellikten uzak ve hükümet yanlısı olup ülkede yaşanan insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğünün sistematik ihlalini tümüyle göz ardı ettiğine dikkat çekerek, raporda Batı Trakya Türk toplumunun sorunlarına ve maruz kaldığı hak ihlallerine hiçbir şekilde yerilmemesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi.

Batı Trakya Türk toplumunun Yunanistan’da ulusal bir mesele olarak görülmesinden dolayı tabu niteliğinde olduğunu not eden ABTTF, Yunan ana akım medyasında Türk toplumu ile ilgili konularda gerçekçi ve objektif bir tartışma ortamının maalesef olmadığını kaydetti.

ABTTF, 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Batı Trakya Türk toplumunun eğitim özerkliğinin teminat altına alındığını ancak yıllar içerisinde karmaşık yasal hükümler ve hükümet uygulamalarıyla eğitimdeki bu özerk yapının pratikte ortadan kaldırıldığını ifade etti.

Yunanistan’da okul öncesi eğitimin zorunlu olmasına rağmen Türk toplumunun yaşadığı Batı Trakya bölgesinde iki dilli tek bir Tür anaokulunun bile bulunmadığını vurgulayan ABTTF, Türk toplumunun eğitim özerkliğine aykırı şekilde bölgedeki Türk ilkokullarının öğrenci sayısının azlığı bahanesiyle Yunan makamlarınca kapatıldığını, 2008 yılında 194 Türk ilkokulu varken kapatılmalar nedeniyle 2025-2026 yılında bu sayının 83’e düştüğünü kaydetti.

ABTTF, 2023 yılında kapatılan Mizanlı köyündeki Türk ilkokulunun 2025-2026 eğitim ve öğretim yılında yeterli öğrenci sayısına ulaşmasına rağmen yeniden açılmadığını not eden ABTTF, Yunanistan’ın asıl amacının Batı Trakya Türk toplumunun eğitim özerkliğini tümüyle ortadan kaldırmak olduğunu vurguladı.

Yunanistan’ın Batı Trakya Türk toplumunun etnik kimliğini inkar politikasının sonucu olarak isminde “Türk” kelimesi geçen dernekleri kapattığını ya da kaydedilmesine izin vermediğini belirten ABTTF, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kapatılan İskeçe Türk Birliği ile kaydedilmeyen Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği’nin yer aldığı “Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu”ndaki üç kararının Yunanistan tarafından 17 yılı aşkın süredir ısrarla uygulanmadığını dile getirdi.

 ABTTF, AİHM’nin 2007 ve 2008 tarihli Yunanistan aleyhindeki kararları ortadayken 2010 yılında yetkili mahkemeye kayıt başvurusunda bulunan İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin ismindeki “Türk” kelimesi nedeniyle kaydedilmediğini belirterek, iç hukuk yollarını tüketen derneğin AİHM’ye başvurduğunu, AİHM’nin “Sağır ve Diğerleri” isimli davada 24 Haziran 2025 tarihinde oy birliğiyle aldığı kararında Yunanistan’ın bir kez daha Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 11. maddesini ihlal ettiğine hükmettiğini kaydetti.

ABTTF, Yunanistan’ı Batı Trakya Türk toplumunun 1923 Lozan Antlaşması ile garanti altına alınan eğitim özerkliğini iade etmeye ve Avrupa Konseyi’nin Ulusal Azınlıkların Korunması için Çerçeve Sözleşme (FCNM) ile Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı’nı onaylamaya çağırdı.

Yunanistan’da hükümet gerçekleri çarpıtmayı sürdürüyor

Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’ndaki üç derneğimizle ilgili aleyhindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını 17 yılı aşkın süredir ısrarla uygulamayan ülkemiz

Yunanistan, hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe saymaktadır. Ülkemizi yönetenlerden beklentimiz ve talebimiz, gerçekleri çarpıtmayı bırakarak ülkemizde hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gelişmesi için samimi olarak çaba göstermeleridir.”

Yunanistan Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Pavlos Marinakis, 89. Uluslararası Selanik Fuarı’nda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun son 2025 Hukukun Üstünlüğü Raporu’nun Yunanistan’da basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğüne dair son yıllardaki en iyi raporu olduğunu kaydetti.

Marinakis, sosyal medyada ülkeyi olumsuz gösteren videolara rağmen birçok güçlü Avrupa ülkesinin Yunanistan’dan daha fazla tavsiye aldığını ve hükümetin iftiralara verilerle karşılık verdiğini iddia etti.

Yunanistan Yayın Kurumu (ERT), Atina-Makedonya Haber Ajansı (AMNA) ve medya çalışanlarının katkısını öven Marinakis, 15 yıl sonra ERT için yeni bir yasa tasarısı getirildiğini ve AMNA’da reformlar yapıldığını belirterek, tüm bu adımların ülkede basın özgürlüğü ve halkın doğru bilgilendirilmesini güçlendirmeyi hedeflediğini ifade etti.

Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, yayınladığı basın bildirisinde, “Hükümet Sözcüsü Marinakis, sadece kendisinin inandığı söylemlerini sürdürüyor, gerçekleri bilerek çarpıtıyor. Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nin (AİHM) daha birkaç hafta önce ülkemiz aleyhine verdiği karar, ülkemizde hukukun üstünlüğünün durumunun endişe verici olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bekir Usta ve Diğerleri Dava Grubu’ndaki üç derneğimizle ilgili aleyhindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını 17 yılı aşkın süredir ısrarla uygulamayan ülkemiz, hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe saymaktadır. Aynı AİHM, Haziran 2025’te oy birliğiyle aldığı kararla İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin tescilini reddeden ülkemizi örgütlenme özgürlüğünü ihlal etmesinden dolayı yine mahkum etmiştir. Ülkemizi yönetenlerden beklentimiz ve talebimiz, gerçekleri çarpıtmayı bırakarak ülkemizde hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gelişmesi için samimi olarak çaba göstermeleridir.” dedi.

DİĞER HABERLER