Sait Özcan Avrupa’dan yazdı: Anadolu’da bir bayram sabahının sessiz coşkusu

von Aytürk
A+A-
Reset

Anadolu’nun kadim şehirlerinden Konya, Kurban Bayramı geldiğinde yalnızca dini bir vecibenin değil, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen geleneklerin, insanî değerlerin ve toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergiler. Bu topraklarda bayram, sadece bir tatil değil; geçmişle bağ kurulan, kalplerin yumuşadığı, sofraların birleştiği kutsal bir zamandır.

Bayram sabahı Konya’da erkenden başlar. Güneş daha doğmadan yollara düşülür. Camilerin avlusu yavaş yavaş dolarken, yüreklerde bir huşû, yüzlerde ise tatlı bir heyecan vardır. Sela sesleriyle birlikte, şehir adeta manevî bir iklime bürünür. Bayram namazı sonrası cami avlusunda başlayan kucaklaşmalar, mahalle aralarında, evlerde ve sokaklarda devam eder. Herkes birbirine “Bayramınız mübarek olsun” derken aslında bir yılın özlemi, kırgınlıkların telafisi ve sevginin ifadesi dillendirilir.

Kurbanlıklar sabahın ilk ışıklarıyla hazırlanır. Dualarla, besmeleyle kesilen kurbanlar, Anadolu’nun kadim “paylaşma kültürü”nün en somut yansımalarındandır. Komşuya, yoksula, akrabaya dağıtılan etler, sadece bir et parçası değil; dayanışmanın, kardeşliğin ve samimiyetin sembolüdür. Konya’nın hem şehir merkezinde hem de köylerinde bu paylaşım, büyük bir özen ve hürmetle gerçekleştirilir.

Çocuklar içinse bayram, bambaşka bir sevinçtir. Yeni alınmış bayramlık elbiselerle kapı kapı dolaşılır, şekerler toplanır, mendillere sarılı harçlıklar alınır. Bayram çocuklar için yalnızca neşeli bir gün değil; aile olmanın, toplumla kaynaşmanın ilk adımlarının atıldığı kıymetli bir zaman dilimidir.

Konya’da Kurban Bayramı, Mevlâna’nın “gel, ne olursan ol yine gel” çağrısını hatırlatır hepimize. Bu topraklarda bayram, bir araya gelmenin, gönül almanın, küsleri barıştırmanın adıdır. Her ziyaret, her ikram edilen lokma, sadece bir gelenek değil; aynı zamanda Mevlânâ’nın hoşgörüsünün, sevgi dilinin bir devamıdır.

Kurban Bayramı Anadolu’da, özellikle Konya gibi köklü şehirlerde, zamanın biraz yavaşladığı, insanların biraz daha insan olduğu, manevi duyguların doyasıya yaşandığı müstesna günlerdir. Bu bayramda kalpler yumuşar, eller birleşir, sofralar genişler. Ve belki de en önemlisi, insan olmanın erdemi yeniden hatırlanır.

DİĞER HABERLER