AK Parti döneminde Türk Dünyasına artan ilgi Turancılığa evrilir mi?

von Aytürk
A+A-
Reset

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), 2002 yılında iktidara gelmesinin ardından Türkiye’nin dış politikasında önemli değişiklikler gerçekleştirmiştir. Bu değişikliklerin bir yansıması olarak, Türk Dünyası’na yönelik artan ilgi dikkat çekmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın (TDT) kurulması ve etkinliğinin artırılması, bu ilgiyi somutlaştırmaktadır. AKP döneminde Türk Dünyası’na artan ilginin, gelecekte Turancılık fikrine dönüşüp dönüşemeyeceği, uzun bir süre tartışılacaktır.

Türk Dünyası ile Tarihsel İlişkiler

Türk Dünyası ile Türkiye arasındaki ilişkiler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yeni bir döneme girmiştir. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çökmesinin ardından bağımsızlıklarını kazanan Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasında sıcak ilişkiler kurulmuş ve bu devletlerin kalkınmasına destek verilmiştir. 1990’lı yıllarda Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarsızlığı, bu ilişkilerin derinleşmesini engellemiştir.

AKP’nin Türk Dünyası Politikası

AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte, Türkiye’nin dış politikası daha aktif ve çok boyutlu bir yapıya kavuşmuştur. Özellikle 2010’lu yıllardan itibaren Türk Konseyi (günümüzde Türk Devletleri Teşkilatı) aracılığıyla kurumsallaşan iş birliği, bu ilgiyi somutlaştırmıştır. Ortak alfabe çalışmaları, kültürel etkinlikler, öğrenci değişim programları ve enerji iş birlikleri bu kapsamda değerlendirilebilir.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın Rolü

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Türk dili konuşan devletler arasında iş birliğini ve dayanışmayı amaçlayan bir uluslararası kuruluştur. 2009 yılında kurulan TDT, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın tam üyeliğiyle faaliyet göstermektedir. Ayrıca Macaristan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci üye statüsüne sahiptir. TDT, Türk Dünyası’nın ortak tarih, dil ve kültür mirası çerçevesinde çok taraflı iş birliğini geliştirmeyi hedeflemektedir. Bu hedef doğrultusunda, ekonomik iş birliği, kültürel dayanışma ve siyasi diyalog gibi alanlarda çeşitli projeler hayata geçirilmektedir.

Turancılık Nedir?

Turancılık, 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan ve tüm Türk halklarını tek bir devlet ya da federasyon çatısı altında birleştirmeyi hedefleyen ideolojik bir akımdır. Başlangıçta kültürel bir uyanış olarak gelişen bu fikir, zamanla siyasi bir ideolojiye dönüşmüştür. Ancak hem coğrafi koşullar hem de her Türk devletinin kendi iç siyasi ve ekonomik çıkarlarının farklılıkları, Turancılığın yakın dönemde hayata geçirilmesini oldukça zorlaştırmaktadır.

AKP’nin Politikaları ve Turancılık

AKP’nin Türk Dünyası ile geliştirdiği ilişkiler, daha çok ekonomik ve diplomatik fayda odaklı bir yaklaşımı yansıtmaktadır. Turancılık ise daha radikal, ideolojik ve askeri boyutları da olan bir yaklaşımdır. Bu nedenle, mevcut politikaların doğrudan Turancılığa evrilmesi olasılığı düşüktür. Ancak bu politikalar, Türk dünyası içinde bir kimlik ve birlik duygusunu güçlendikçe, uzun vadede Turancılığın kültürel bir zemin kazanmasına katkı sağlayabilir.

Jeopolitik Faktörler

Çin, Rusya ve İran gibi bölgesel güçlerin Türk Dünyası üzerinde nüfuz kurma çabaları, Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerinde dikkatli bir yaklaşım sergilemesini gerektirmektedir. Bu tür bir jeopolitik ortamda, açık bir Turancılık politikası izlemek, Türkiye’yi doğrudan bu güçlerle karşı karşıya getirebilir. AKP’nin Türk Dünyası’na yönelik politikaları, daha çok pragmatik ve çok yönlü bir stratejiye dayanmaktadır.

AKP dönemi, Türk Dünyası ile ilişkiler açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu ilişkilerin, Turancılık gibi ideolojik bir zemine evrilip evrilmeyeceği, sadece Türkiye’nin değil, diğer Türk Cumhuriyetlerinin de bu fikre yaklaşımına bağlıdır. Şu anda mevcut olan, daha çok ortak kimlik inşası, ekonomik iş birliği ve diplomatik dayanışmadır. Turancılık fikri, duygusal ve tarihsel bağlarla beslenen idealist bir düşüncedir. Ancak günümüz uluslararası ilişkilerinde bu tür ideolojilerin başarılı olabilmesi için pragmatik, çok yönlü ve sürdürülebilir stratejilerle desteklenmesi gerekmektedir. Türkiye’nin, AKP döneminde attığı adımlar bu zemini güçlendirse de, yakın gelecekte tam anlamıyla bir Turancılığa evrilmesi ihtimali sınırlı görünmektedir.

DİĞER HABERLER