Aytürk

Aytürk

Avrupa Türkleri ile 2000 yılından beri beraberiz. Türk toplumunun gelişme sürecinden sürekli haberdar olmak için bizi takip edin...

MADRİD (AA) - Real Madrid Teknik Direktörü Carlo Ancelotti, yarın deplasmanda Real Sociedad'a karşı oynayacakları lig maçında Arda Güler'e süre vermeyi düşündüğünü söyledi.

Ancelotti, düzenlediği basın toplantısında, Arda Güler ile ilgili gelen bir soruya "İyi durumda. Uzun zamandır hazır durumda ama fırsat bulamadı. Oynadığımız maçlar çok çekişmeliydi. Arda maçta süre almaya layık. Yarın oynayabilir." dedi.

La Liga'da en yakın rakipleri Barcelona'nın 11 puan önünde olmalarına rağmen matematiksel olarak garantilenmeden kendilerini şampiyon olarak hissetmemeleri gerektiğini vurgulayan Ancelotti, "Garanti edene kadar mücadele etmek gerekir. Takımın dinamiği, oyuncuların çalışmaları çok iyi. Bunun devam etmesi için tek yol mücadeleye devam edip, en iyisini sahada vermek." şeklinde konuştu.

Bu sezon La Liga'da yedeklerden girdiği 5 maçta toplamda sadece 31 dakika süre alan Arda Güler, son 5 maçtır (İkisi Şampiyonlar Ligi'nde Manchester City maçları) Ancelotti'nin tercihleri arasına girmedi.

Diğer yandan İtalyan teknik adam, futbolcularından Bellingham'ın dün gece mide sorunu yaşadığını, Rodrygo'nun da grip olduğunu ancak yarına hazır olmalarını beklediğini kaydederek, Mendy'nin ise Madrid'de kalarak hazırlıklarına devam edeceğini ifade etti.

Ancelotti, Barcelona'da bir sezon daha kalma kararı alan Xavi Hernandez için de "Bence doğru bir karar." yorumunu yaptı.

La Liga'da yarın başlayacak 33. hafta maçları öncesine Real Madrid 81 puanla lider, gelecek sezon Avrupa kupalarına katılma mücadelesi veren Real Sociedad ise 51 puanla 6. sırada bulunuyor.

LONDRA (AA) - İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, NATO üyelerinin gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 2'sine denk gelen mevcut savunma harcamaları hedefinin, yüzde 2,5'e yükseltilmesi gerektiğini bildirdi.

Shapps, İngiliz Sky News yayınında katıldığı programda, NATO üyelerinin savunma harcamaları hedefine ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakan Shapps, GSYİH'nin yüzde 2'sine denk gelen mevcut savunma harcamaları hedefinin artırılmasına işaret ederek "Şimdi bunun (hedefin) yüzde 2,5 olması gerektiğini düşündüğümüzü söylüyoruz. Daha tehlikeli bir dünyada bunun mantıklı olacağını düşünüyoruz." ifadesini kullandı.

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın, bu yaz ABD'nin başkenti Washington'da yapılacak NATO Zirvesi'nde bu konuyu gündeme getireceğini söyleyen Shapps, "Yüzde 2,5'in yeni hedef olması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer herkes bunu yaparsa bu, NATO'nun savunma bütçesine yılda 135 milyar sterlinlik gerçek fark yaratacak." dedi.

Sunak, dün yaptığı açıklamada, ülkesinin savunma harcamalarını 2030'a kadar GSYİH'nin yüzde 2,5'ine çıkaracağını bildirmişti.

BERLİN (AA) - Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa'nın caydırıcılık ve savunma kapasitesinin her zaman inandırıcı olması gerektiğini söyledi.

Scholz, İngiliz mevkidaşı Rishi Sunak’ı askeri törenle karşıladıktan sonra ikili görüşme gerçekleştirildi.

Ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Başbakan Scholz, Almanya ve İngiltere’nin Avrupa’da Ukrayna’ya en fazla destek veren iki ülke olduğunu belirterek, bu desteğin gerektiği kadar devam edeceğini yineledi.

Scholz, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı savaşta olmadığını vurguladı.

ABD Kongresinin Ukrayna’ya destek paketini kabul etmesinin cesaret verici bir sinyal olduğunu ifade eden Scholz, Ukrayna’yı yarı yolda bırakmayacaklarını kaydetti.

Başbakan Scholz, ABD Kongresinde Ukrayna’ya destek paketinin onaylamasının ardından Almanya’nın Ukrayna’ya Taurus füzesini sağlayıp sağlamayacağına ilişkin soruya bir kez daha olumsuz cevap vererek, "Bu silah sistemine ilişkin kararım çok net." dedi.

NATO'nun Avrupa ayağının güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Scholz, özellikle de caydırıcılık potansiyeline sahip olunması gerektiğini ifade etti.

Scholz, "Avrupa'nın caydırıcılık ve savunma kapasitesi her zaman inandırıcı olmalıdır. Mevcut kapasiteler daha iyi kullanılmalı ve ülkelerimiz arasındaki işbirliğini derinleştirmeliyiz." şeklinde konuştu.

İngiltere ile bunu savunma sistemleri alanındaki projelerde birlikte çalışarak gerçekleştireceklerini ifade eden Scholz, Eurofighter savaş uçağını birlikte daha da geliştirmek istediklerini anlattı.

Başbakan Scholz, iki ülkenin Avrupa’nın savunmasına önemli katkılar sunduğunu ve bunu da artırmak istediklerini belirterek, iki ülkenin güvenlik ve savunma işbirliğinin iyileştirilmesi için bir ekip görevlendireceklerini kaydetti.

Scholz, enerji alanında Almanya ve İngiltere arasında hidrojen ticaretini teşvik etmek için bir fizibilite çalışması başlatılacağı bilgisini paylaştı.

Başbakan Scholz, iki ülkede son günlerde casusluk faaliyetlerinden dolayı bazı kişilerin gözaltına alınmasına ilişkin soruya da, "Hangi ülkeden gelirse gelsin bize karşı casusluk yapılması kabul edilemez. Dolayısıyla bu ortaya çıkarılmalı ve sorumlular tutuklanıp adalete teslim edilmeli." yanıtını verdi.

Scholz, buradaki casusluk suçlamasının Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin bir çalışanına ve adayına yönelik olmasını "endişe verici" olarak nitelendirdi.

-"İki ülke arasındaki güvenlik ilişkilerinde yeni bir başlık açıyoruz"

İngiltere Başbakanı Sunak da Ukrayna’ya desteğin gerektiği kadar devam edeceğini belirterek, haziranda Berlin’de Ukrayna için yapılacak yeniden imar konferansının düzenlenmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi.

Sunak, Orta Doğu konusunda birlikte çalışacaklarını ve burada "daha iyi bir yol bulmaya" çalışacaklarını aktardı.

Almanya ile ilişkileri daha da geliştireceklerini belirten Sunak, "İki ülke arasındaki güvenlik ilişkilerinde yeni bir başlık açıyoruz. Savunma işbirliğimiz için yeni bir çerçeve mekanizması oluşturmak istiyoruz." dedi.

Başbakan Scholz ile teknoloji, yapay zeka, düzensiz göç ve yatırımlar konularını da ele aldıklarını aktaran Sunak, özellikle enerji alanında yeni yatırımların olacağından memnuniyet duyduğunu kaydetti.

- Ortak açıklama

Toplantının ardından yayımlanan ortak açıklamada, Almanya ve İngiltere’nin RCH 155 tipi tekerlekli obüs satın alacağı ve optimize edeceği belirtildi.

Avrupa Gökyüzü Kalkanı Girişimi ve NATO'nun çok uluslu tedarik girişimleri de dahil olmak üzere hava savunma alanındaki işbirliğinin geliştirilmeye devam edileceği aktarılan açıklamada, Hint-Pasifik bölgesindeki faaliyetleri koordine edeceklerini ve iki ülke hava kuvvetlerinin bu yıl içinde bölgede ortak tatbikat gerçekleştireceği ifade edildi.

LONDRA (AA) - Anadolu Ajansı (AA) ile Reuters'ın alt kuruluşu video ve fotoğraf içerik dağıtım platformu "Screenocean" arasında anlaşma imzalandı.

İngiltere'nin başkenti Londra'da Reuters'ın merkez binasında düzenlenen anlaşma törenine, AA Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Erman Yüksel ile Screenocean Genel Müdürü Ali Blake katıldı.

AA ile video ve fotoğraf içerik dağıtım platformu olarak hizmet veren ve 121 yıllık geçmişe uzanan arşive sahip Screenocean arasında imzalanan anlaşmayla, AA'nın videoları uluslararası medya dünyasında daha geniş kitle tarafından kullanılabilecek.

Yüksel, anlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Anadolu Ajansı olarak global iş ortaklarımız arasına önemli bir markayı daha dahil ettik. Bu yeni işbirliğiyle ajansımızın içerikleri, global ölçekli belgesel, film ve özel yapımlarda daha fazla görünür olacak." değerlendirmesinde bulundu.

BRÜKSEL (AA) - Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal, Türk kadın girişimcilerle bir araya geldi.

Brüksel Büyükelçiliği'nde düzenlenen Kadın Girişimciler Buluşması'nda konuşan Uysal, Türkiye Kadın Girişimciler Derneğinin (KAGİDER) yönetici ve üyeleriyle Belçika'da faaliyet gösteren çok sayıda iş kadınını ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Uysal, Türk kadınının çok iyi yerlere gelmesi ve başarılı olmasından mutlu olduğunu ifade ederek, Türkiye'deki iş camiasında kadın girişimcilerin rolünün çok önemli olduğunu anlattı.

Belçika'nın 520 milyar avro ihracat ile 500 milyar avro ithalatı olan bir ülke olduğunu dile getiren Uysal, Belçika ile ticaret yapabilecek iş çevrelerinin sektörler bazında bir araya gelmesiyle bazı imkanlar çıkabileceğini, bu nedenle etkinliği düzenlediklerini söyledi.

KAGİDER Başkanı Esra Bezircioğlu da Kovid-19 salgını nedeniyle Brüksel'de Avrupa Birliği (AB) kurumlarıyla temaslarının azaldığını ancak artık bu çalışmaları artıracaklarını vurguladı.

KAGİDER'in, kadın girişimcilerin desteklenmesi konularında projeler üreten bir sivil toplum kuruluşu olduğunu anımsatan Bezircioğlu, Brüksel'de 2008-2019 döneminde oldukça yoğun temaslarda bulunduklarını kaydetti.

Programa çok sayıda davetli katıldı.



Belçika’nın başkenti Brüksel’de Türk kadın girişimciler etkinliği düzenlendi. Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği tarafından düzenlenen etkinliğe Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Bekir Uysal, katılarak konuşma yaptı.

Über 250 verschiedene Bio-Pflanzen sind beim Hohenrother Kräutertag am 05. Mai 2024 erhältlich. Zudem gibt es wieder allerhand regionale Spezialitäten, ein umfangreiches Kinderprogramm und Fachvorträge von Otmar Diez. Der Kräutertag ist von 10 bis 17 Uhr geöffnet.

 

Gemünden am Main, 11. April 2024 – Viele Gartenfreunde fiebern alljährlich auf diesen Tag hin, denn solch eine Auswahl auf einem Fleck ist bemerkenswert: Über 250 verschiedene selbst gezogene Bio- Küchenkräuter, Bio-Heilpflanzen und Bio-Gemüsepflanzen kann man am Sonntag, 05. Mai 2024, beim traditionellen Kräutertag in der SOS-Dorfgemeinschaft Hohenroth bei Gemünden (oberhalb von Rieneck) für den eigenen Garten oder den Balkon entdecken. Wer auf der Suche nach Blumen und Kräutern für den hauseigenen Naturgarten ist, wird sich besonders freuen, denn dieses Jahr rücken ebensolche Pflanzen in den Mittelpunkt. Neben Tee aus dem berühmten Kraut der Unsterblichkeit (der Jiaogulan- Pflanze) und fantastisch duftenden Geranien, die essbar sind, ist auch der rotblühende Ananassalbei eine Rarität auf dem diesjährigen Kräutertag. Zudem wird es wieder Allzeit-Klassiker wie verschiedene Tomaten-, Gurken- und Chilipflanzen und Hohenrother Saatgut – alles natürlich in Bio-Qualität – geben.

 

Über 25.000 Pflanzen stehen zum Verkauf

Die Vorbereitungen für den Hohenrother Kräutertag am 05. Mai 2024 laufen bereits seit Anfang Januar auf Hochtouren. Nun befindet sich das Team der Kräutergärtnerei in den letzten Zügen, um die über 250 verschiedenen Kräuterarten für den Umzug in ein neues Zuhause herzurichten. Inzwischen stehen in den Folienhäusern Pflänzchen, soweit das Auge reicht. Über 25.000 sind es insgesamt, so Marika Konrad, Teamleiterin des Kräutergartens. Auch für den Naschbalkon werden wieder viele Sorten erhältlich sein: Balkontomate, Mini-Chilipflanzen, Aubergine, Mini-Paprika, Vespergurken und die Physalis sind nur einige davon. Auch mediterrane Gewürz-, Heil- und Duftpflanzen sowie verschiedene Küchenkräuter ergänzen das Kräutertags-Sortiment. Natürlich dürfen auch die Sämereien und Blumen der Hohenrother Saatgut- Werkstatt nicht fehlen. Angeboten wird das biologische Saatgut in von den Bewohnerinnen und Bewohnern bemalten Tütchen.

 

Drei auserkorene Raritäten in diesem Jahr

Zu den Raritäten in diesem Jahr gehört das Jiaogulan, auch Kraut der Unsterblichkeit genannt. Ein Tee aus den süß-herb schmeckenden Blättern soll besser als Ginseng wirken. Im fernen Asien ist das Unsterblichkeitskraut als Heilpflanze begehrt. Außerdem ist sie eine dekorative Kletterpflanze, die mit ihren Blättern exotisches Flair in den Garten zaubert. Die Bandbreite des Geschmacks reicht über wohlig, Lakritz-ähnlich bis leicht bitter oder süßlich mit einem Hauch von Anis. Auch besonders ist in diesem Jahr der Ananassalbei – eine rotblühende Sorte, die den Tee mit süßem Ananas-Aroma verfeinert. Schon bei der leichtesten Berührung der Blätter entströmt ihnen ein betörender Duft. Sowohl für die Küche als auch für den Blumenkasten eine Bereicherung sind die zartduftenden essbaren Geranien. Der Fantasie bei der Verwendung sind kaum Grenzen gesetzt: So können sie für Tees oder als Garnitur von Speisen fantasievoll eingesetzt werden.

 

Hohenrother Spezialitäten, viele regionale Kunsthandwerker und ein umfangreiches Kinderprogramm runden den Kräutertag ab
Regionale Spezialitäten sind in diesem Jahr das Bio-Eis aus eigener Herstellung, feine Bio-Backwaren aus der Dorfbäckerei sowie leckere Hohenrother Molkereiprodukte in Bioland-Qualität. Auch die Textilweberei und Metallwerkstatt bieten ihre handgefertigten Produkte zum Verkauf an. Wie jedes Jahr präsentieren weitere Aussteller aus der Region ihr Kunsthandwerk und Gartenartikel. Beim Hohenrother Flohmarkt verkaufen Bewohner*innen ausgemusterte Dinge aus den zahlreichen Hausgemeinschaften. Für Kinder ist wieder allerhand Interessantes geboten: Es wird beispielsweise Grasköpfe basteln und Perlenfädeln in Kooperation mit dem CVJM Gemünden geben. Auch der beliebte Pflanztisch, die Edelstein-Schatzsuche und das Insektenhotel-Basteln werden wieder angeboten. Die Koryphäe im Bereich Naturgarten, Otmar Diez, referiert um 11:00 Uhr zum Thema „Selbstversorgung“ und um 13:00 Uhr darüber, wie man Pilze im eigenen Garten züchtet. Der Kräutertag ist von 10 bis 17 Uhr geöffnet.

 

Parkplätze stehen in Hohenroth in ausreichender Anzahl zur Verfügung. Um Verpackungsmaterial zu vermeiden, wird um die Mitnahme eigener Behältnisse gebeten. Der Erlös der verkauften Produkte der Kräutergärtnerei, der Saatgut-Werkstatt und weiterer Hohenrother Werkstätten tragen zum Erhalt der Dorfgemeinschaft bei. Auch darüber hinaus freut sich die Dorfgemeinschaft über Spenden und Hilfsangebote jeglicher Art.

 

 

Über die SOS-Dorfgemeinschaft Hohenroth:

In der SOS-Dorfgemeinschaft Hohenroth wohnen und arbeiten seit über 40 Jahren Erwachsene mit kognitiver Beeinträchtigung. Insgesamt 163 Bewohner*innen leben in 14 Hausgemeinschaften mit jeweils einem Hauselternpaar sowie in 4 Wohngruppen in einem ländlich geprägten Lebens- und Arbeitsumfeld. In der Dorfgemeinschaft werden Bioland-zertifizierte Molkerei- und Bäckereierzeugnisse produziert und im dorfeigenen Hofladen und Café verkauft. Außerdem stellen die Bewohner*innen handwerkliche Produkte in den Werkstätten her. Die Menschen arbeiten in der Kräutergärtnerei, der Molkerei, der Landwirtschaft, in der Bäckerei/Konditorei, in der Holz-, Kerzen- oder Metallwerkstatt, der Textilweberei, in der Dorfmeisterei, der Landschaftspflege, in der Schreinerei, im Café/Hofladen oder der Hauswirtschaft. Seit 2021 stehen für Bewohner*innen mit erhöhtem Hilfebedarf 24 Plätze in einem Neubau zur Verfügung. Das gesamte Angebot wird durch eine vielseitige musisch- kulturelle Ausgestaltung ergänzt.

Die Dorfgemeinschaft nimmt teil am Leben der umgebenden Gemeinden und die Menschen der Region an ihrem Leben. Hohenroth ist kein Heim, sondern Heimat und ein besonderer Ortsteil der Stadt Gemünden am Main.

 

Der SOS-Kinderdorf e.V.:

SOS-Kinderdorf bietet Kindern in Not ein Zuhause und hilft dabei, die soziale Situation benachteiligter (junger) Menschen und Familien zu verbessern. In SOS-Kinderdörfern wachsen Kinder, deren leibliche Eltern sich aus verschiedenen Gründen nicht um sie kümmern können, in einem familiären Umfeld auf. Sie erhalten Schutz und Geborgenheit und damit das Rüstzeug für ein gelingendes Leben. Der SOS-Kinderdorfverein begleitet Mütter, Väter oder Familien und ihre Kinder von Anfang an in Mütter- und Familienzentren. Er bietet Frühförderung in seinen Kinder- und Begegnungseinrichtungen. Jugendlichen steht er zur Seite mit offenen Angeboten, bietet ihnen aber auch ein Zuhause in Jugendwohngemeinschaften sowie Perspektiven in Berufsbildenden Einrichtungen. Ebenso gehören zum SOS-Kinderdorf e.V. die Dorfgemeinschaften für Menschen mit geistigen und seelischen Beeinträchtigungen. In Deutschland helfen in 38 Einrichtungen und an 254 Standorten insgesamt über 5.007 Mitarbeitende und 1.260 ehrenamtlich Beschäftigte. Der Verein erreicht und unterstützt mit seinen über 800 Angeboten rund 107.000 Kinder, Jugendliche und Familien in erschwerten Lebenslagen. Darüber hinaus finanziert der deutsche SOS-Kinderdorfverein 91 Programme in 22 Fokusländern und ist in 110 Ländern mit Patenschaften aktiv. Mehr Informationen unter www.sos-kinderdorf.de

 

 

İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na önemli bir önerge sundu. Kaya, yaz aylarında Türkiye'ye dönüş yapmak isteyen yurtdışındaki vatandaşlarımızın karşılaştığı sıkıntıları dile getirerek, bu sorunların çözümü için Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan yazılı yanıt talep etti.

Önergede, özellikle Bulgaristan ve Sırbistan gibi ülkelerdeki gümrük kapılarında yaşanan rüşvet ve keyfi uygulamaların yanı sıra, havayolu biletlerindeki fahiş fiyat artışlarına dikkat çekiliyor. Kaya, sınır geçişlerinde gişe ve personel sayısının artırılması, havayolu taşımacılığında fırsatçılığın önlenmesi, yurtdışındaki okullarda Türkçe dersinin seçmeli olarak okutulması gibi konularda adımlar atılmasını öneriyor.

Ayrıca, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'ye kesin dönüş yapmaları durumunda KDV ve ÖTV muafiyeti, yurtdışı araç kullanım süresinin uzatılması, pasaport ve diğer resmi evraklarda harç indirimleri gibi çeşitli kolaylıkların sağlanmasını talep ediyor. Milletvekili Kaya'nın önergesi, yurtdışındaki Türk vatandaşlarının yaşam kalitesini artırmayı ve Türkiye ile olan bağlarını güçlendirmeyi amaçlıyor.

Bu önerge, hem yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm bulmayı hem de Türkiye'nin dış temsilciliklerindeki hizmet kalitesini artırmayı hedefliyor. Saadet Partisi ve Milletvekili Mustafa Kaya, bu konuların takipçisi olacağını ve gerekli düzenlemelerin yapılması için çalışmalarını sürdüreceğini belirtti.

Saygılarımızla

Tanıtım, Medya ve İletişim Başkanlığı

Saadet Europa e.V.
Sitz des Vereins: Köln (VR18402)

Tel.: +49 173 8818744
E-Mail: Diese E-Mail-Adresse ist vor Spambots geschützt! Zur Anzeige muss JavaScript eingeschaltet sein!
Internet: www.saadet.eu

 

Mehr als 3000 Menschen im Landkreis Würzburg beziehen derzeit Bürgergeld. Sie erhalten die staatliche Unterstützung über das Jobcenter des Landkreises, weil sie gar nicht arbeiten oder nur geringfügig für ihre Arbeit entlohnt werden. Ein Dach über dem Kopf, Kleidung und Lebensmittel könnten sie sich sonst nicht leisten. Die Ursachen für den Bezug von Bürgergeld sind vielfältig und umfassen auch Probleme wie Suchterkrankungen, körperliche Krankheiten, schwere Unfälle oder die Flucht aus Krisenregionen.

 

Eines der zahlreichen Schicksale hinter diesen Zahlen ist das von Maryna Sahai. Die 39-Jährige stammt aus Kramatorsk im Osten der Ukraine, seit zwei Jahren lebt sie im Landkreis Würzburg. In ihrer ukrainischen Heimat hat sie nach dem Abitur und einem Maschinenbaustudium 15 Jahre lang erfolgreich in einem metallverarbeitenden Unternehmen gearbeitet, geheiratet und eine Familie gegründet. Nach dem Angriff Russlands auf die Ukraine im Jahr 2022 brachte sie sich mit ihrem Sohn nach Deutschland in Sicherheit. Die Flucht führte sie über mehrere Stationen schließlich nach Zell am Main. „Stabilität, Berechenbarkeit und immer einen klaren Plan zu haben: Das bin ich, so habe ich mein Leben bisher gelebt. Mit dem Krieg änderte sich das alles in einem Augenblick. Es gab keinen Plan mehr, nur noch Ungewissheit“, berichtet sie in einem Gespräch mit Landrat Thomas Eberth. 

 

Maryna Sahai ist im Jahr 2022 vor dem Krieg in ihrer ukrainischen Heimat nach Deutschland geflüchtet. Die Maschinenbauingenieurin fasst mithilfe des Jobcenters im Landkreis Würzburg nun auch beruflich wieder Fuß. Im Gespräch mit Landrat Thomas Eberth erzählt sie ihre Geschichte. Foto: Christian Schuster

 

In der Marktgemeinde Zell am Main konnte Maryna Sahai mit ihrem Sohn zur Ruhe kommen, wieder Pläne schmieden. Die Ingenieurin wünscht sich, auch weiterhin selbstbestimmt zu leben und ihre Fähigkeiten für die Gesellschaft gewinnbringend einzusetzen. Ihr Mann darf aufgrund des noch immer anhaltenden Krieges als potenziell Wehrpflichtiger nicht aus der Ukraine ausreisen. Der Kontakt ausschließlich über Anrufe und den täglichen Videochat belastet die Familie sehr. Die Rückkehr ins Kriegsgebiet am Donbass ist dennoch keine Option für die Mutter mit Kind. 

 

Mithilfe ihrer Ansprechpartnerin Anna Walter im Jobcenter des Landkreises Würzburg erarbeitete Maryna Sahai deshalb eine Strategie, wie sie mit ihrer Qualifikation als Ingenieurin möglichst schnell hier in Deutschland arbeiten kann. Nach rund anderthalb Jahren in Integrations- und Sprachkursen nimmt Maryna inzwischen an einer Weiterbildungsmaßnahme am Institut für nachhaltige Wassersysteme der Hochschule Hof teil. Dort wird sie für den Einsatz in der bayerischen Wasserwirtschaft vorbereitet. Ihr neu erlangtes Wissen könnte sie später beispielsweise bei der Planung in Behörden, der Verwaltung oder Wasser- und Abwasserverbänden anwenden. Parallel dazu schreibt sie regelmäßig Bewerbungen.

 

Ende Dezember betreuten die 31 Mitarbeiterinnen und Mitarbeiter des Jobcenters im Bereich Integration über 2400 sogenannte „erwerbsfähige Leistungsberechtigte“ davon 600 aus der Ukraine. Die Qualifizierung von Menschen mit Migrations- oder Fluchthintergrund für den Arbeitsmarkt in der Region ist allerdings nur ein Teil der Aufgaben des Jobcenters. Die Vermittlung von Sprachkursen oder auch therapeutischen Maßnahmen, die Suche nach geeigneten Arbeitsstellen und der Beistand bei Behördengängen gehören unter anderem zum Fallmanagement dazu. 

 

Hilfreich ist dabei natürlich die Anbindung an das Landratsamt Würzburg, weiß der Fachbereichsleiter für den Bereich Integration Siegfried Wengeler. Das Jobcenter des Landkreises Würzburg ist keine Bundesbehörde, wie in vielen anderen Kommunen, sondern Teil der Landkreisverwaltung. „Kurze Wege“ zu den Kolleginnen und Kollegen des Ausländeramts oder des Amtes für Jugend und Familie erweisen sich im Alltag als echte Vorteile.

 

Landrat Thomas Eberth freut sich sehr über die guten Jobaussichten für Maryna Sahai und die erfolgreiche Arbeit des Jobcenters im Landkreis Würzburg. „Die vielen Menschen, die aus anderen Ländern zu uns kommen, sind oft hochqualifiziert. Mit der Arbeit unserer Mitarbeiterinnen und Mitarbeitern können wir dem Fachkräftemangel hier in der Region ganz konkret etwas entgegensetzen. Gleichzeitig helfen wir den Menschen, die auf staatliche Hilfe angewiesen sind, einen Platz in unserer Gesellschaft zu finden und sinnstiftend tätig zu sein“, so der Landrat. Maryna Sahai und ihrer Familie aber auch den vielen anderen Arbeitsuchenden wünscht der Landrat viel Erfolg für ihren weiteren Weg.

Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı Duisburg Merkez Camii’nde düzenlenen “Kur’an Ziyafeti ve Sabah Namazı Buluşması” programına cemaat yoğun ilgi gösterdi.

Program, Kur’an-ı Kerim okuma dünya birincisi Köln DİTİB Merkez Camii Din Görevlisi Kurra Hafız Dr. Adem Kemaneci’nin Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

 

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle manevi coşkunun zirveye taşındığı programın ardından konuşma bir yapan DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, camiyi dolduran erkek ve kadın cemaate teşekkür etti.

İnsanların birbirlerine karşı içten ve samimi olmaları gerektiğini belirten DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, “İstikamet sözde doğruluk ile başlar, davranışlar ile şekillenir, kalp de ise karar bulur” dedi.

 

Kuzey konuşmasında özet olarak şu ifadelere yer verdi; “Dürüstlük, istikamet, gibi kelimelerle izah edilen doğruluk, Allah’ın emrine ve koyduğu kurallara uygun bir yol izlemek ve insanların haklarına riayet etmek demektir. Rasulullah (s.a.s.): ‘Allah’a inandım de, sonra dosdoğru ol’ buyurdu. Hadisinde ifade ettiği üzere iman ettikten sonra en önemli vazifemiz istikamet üzere bir hayat sürme gayretidir. Müminler söz söylerken doğruyu söyler, gereksiz yere konuşmaz, kötü söz söylemezler. Yani özünde söylediğiyle dilindeki arasında bir uyum, ahenk olmalı. Çünkü samimiyet, güven ortamı doğurur. Samimiyetin yok olması, güvenin yok olması demektir. Güven kaybolunca sevgi ve saygı da kaybolur.”

 

Gençliğin insana bahşedilen çok kıymetli bir nimettir olduğunu vurgulayan Kuzey, “Geleceğimiz, gençlerimize ve çocuklarımıza yapılan yatırıma bağlı. Çocuklarımıza bu değerleri ne kadar aşılarsak, geleceğimizi o kadar garanti altına almış, eğer bu güzel camiler cemaatle doldurulmazsa gençlerimiz, yavrularımız buranın manevi ikliminden yararlanamazlarsa, davetlere icabet etmezlerse camiler manen yıkılmış olur. Üçüncü ve dördüncü neslin camilerimize değer katacağını ve çok farklı noktalara taşıyacağına inanıyorum.” dedi.

Kuzey, İslam’ın ailede adaletin, fedakarlığın, sorumluluk bilincinin, istişarenin, karşılıklı yardımlaşma ve anlayışın hâkim kılınmasını, eşlerin birbirine güven duymasını ve bağlılık göstermesinin önemine de değindi. 

Yoğun ilginin olduğu programın sonunda Duisburg DİTİB Merkez Camii yönetimi tarafından cami cemaatine çorba ikramında bulunuldu.

 

 

 

 

 

 

 

Sağlık turizmi sektöründe bakımevleri, önemli bir konu haline gelirken, sektördeki gelişmeler ve öncelikler de artmaya başladı. Bu tesislerin, konukların ihtiyaçlarına daha etkili ve özenli bir şekilde yanıt verme çabaları görülüyor. Türkiye’de uluslararası hastalarına özel tedavi seçenekleriyle güvenilir bir sağlık turizmi şirketi olma misyonunu taşıyan Remed Health, sağlık ve bakım alanında yüksek standartlarda fiziksel imkanlar sunarken, konukların rahatlığı ve güvenliği ön planda tutularak özel bakım süreçlerine destek oluyor.

 

Sağlıklı bakım ve konfor bir arada sunuluyor

Güvenilir ve sağlıklı bir bakım ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Özellikle pandemiden sonra çeşitli hastalıklarını tedavi ettirmek isteyenlerin bakımevleri konusundaki ihtiyacı devam ediyor. Sağlık kuruluşları misafirlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için özenli ve çeşitli programlar yapıyor. Ülkemizde beş yıldızlı otel konforunda hizmet veren bakım evleri aynı zamanda ülke ekonomisine de katkıda bulunuyor. Bu tesisler aynı zamanda sadece barınma, sağlık konusunda temel ihtiyaçlarının karşılanmasının ötesine geçerek, daha zengin bir yaşam sunma hareket ettiğini de gösteriyor. Modern bakımevlerinde bireysel ihtiyaçları karşılayan özel odalar, bire bir sağlık hizmetlerinin karşılanması, sosyal etkileşimi teşvik eden aktiviteler ve kişisel rehabilitasyonu geliştiren programlar bulunuyor. Türkiye’nin önde gelen sağlık turizmi kuruluşlarından Remed Health, uluslararası hastaların Türkiye’de tedavi ve bakım hizmetlerinin karşılanması için İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Antalya’daki anlaşmalı kurumlarında 5 yıldızlı otel konforundaki fiziksel şartlar ile nitelikli hastane profesyonelliğinde sağlık hizmetleri ve ev rahatlığında bir ortam sunuyor. Kök hücre tedavisinden onkolojiye, check-up’tan kardiyovasküler cerrahiye kadar birçok alanda hizmet veriliyor.

 

Remed Health Genel Müdür Dr. Tarık Açıkalın yaptığı açıklamada “Doktor tavsiyeli özel bakım ihtiyacı olan hastalar, ameliyat sonrası rehabilitasyon sürecini geçirmek isteyenler, kısa süreli seyahatleri boyunca yakınlarının yanında kalmak isteyen aile bireyleri, sağlık turizmi hizmeti alanlar ve Türkiye'de tedavi görmeyi tercih eden yurt dışı vatandaşları için tercihleri durumunda kısa, orta ve uzun vadeli konaklama hizmetleriyle Remed Health olarak bu imkanı sağlıyoruz. Hizmetimizin kapsamında baktığımızda, palyatif bakım hizmetleri, Alzheimer ve Demans hasta bakımı, fizik tedavi hizmetleri, genel sağlık hizmetleri, hekimlik hizmetleri yer alıyor. Özel bakım hemşireleri, uzman fizyoterapistler, alanında uzman deneyimli psikologlar, geriatri hekimleri ve sertifikalı hasta bakım bakıcılarla yüksek standartlarda fiziksel imkanlar ile konuklarımıza ve refakatçilerine nitelikli hizmetler sunuyoruz.” dedi.

 

Remed Health Hakkında

Remed Health, tüm dünyadaki uluslararası hastalara katma değerli hizmet paketleri sunan bir sağlık turizmi platformudur. Aynı zamanda geniş hizmet yelpazesini ve ortaklık fırsatlarını kurum ve kuruluşlara, sağlık politikalarındaki karar mercilerine ve de pratisyenlere sunmaktadır.